Two for the road’la playlistimiz gün geçtikçe genişliyor. Bu gerçekten de son zamanlarda aklımıza gelen en iyi fikir oldu. Bundan bir kaç ay önce de bir arkadaşımla bilgisayar başında yaklaşık 4-5 saat muhabbet etmiştik. O akşam bol bol Diana Krall, The Cardigans, Elliott Smith falan dinlediğimizi hatırlıyorum. O geceden sonra bilgisayarımda uzun zamandır karıştırmadığım albüm…
Ben konuşuyorum. Soru soruyorum cidden cevap veriyor! İnanmıyorsanız deneyin. Google denilen şey olmadan önce ben sorularımı kime soruyordum gerçekten bilmiyorum! Ne zormuş hayat! Annem bile ben çocukken bana karşı bu kadar tahammüllü olmamıştır herhalde. O zamandan beri çok konuşurum zaten. Hele bıkmadan merak ettiğim herşeye cevap verenlere bayılırım. Bayılıyorum sana Google. Bu kadar zamanda sen…
Dün gece Aha gelmişti aklıma. Ne güzel şarkıymışsın sen Velvet.
Gecenin körü oldu yine ve ben dün öğlen uyandığım için bu saatte hala ayaktayım. Şu gece gündüz düzenini yıllardır oturtabilmiş bir insan değilim. Eşşek kadar oldum, normal insan gibi insani saatte yatıp sabah yataktan sürünmeden çıkmanın yolunu artık öğrenmem gerekiyor. Üniversitede bir hocamız insanların baykuşlar ve tavuklar olarak ikiye ayrıldığını hangi tipe giriyorsak kendimize eş,…
Bu aralar kafayı feci şekilde takarak dinlediğim bir-iki albüm var. Yaklaşık son 2 aydır Gossip Girl’ün soundtracklerini gece gündüz dinlerken geçenlerde playlisti yenilerken Lily Allen gibi bir gerçeğin farkına varıp son albümünü indirmemle birlikte sapıklık şeklinde dinlediğim albümlerin sayısı 2’ye çıktı. Geceleri bilgisayarı kapatmıyorum, bu müziklerle uyuyup bu müziklerle kalkıyorum. Ipoda da yükledim aynı şarkıları,…
Bir daha dvd almayacağım. Ne gerek var ki??? Yaşasın internet kardeşliği yaşasın utorrent 🙂
Benjamin Button’ın ardından Slumdog Millionaire ve The Reader’i da izledim. Her sene olduğu gibi bu sene de Türk seyircisinin Oscar ödül töreninden önce aday gösterilen bütün filmleri izleme şansı olamadı. Sanırım Recep İvedik 2’yi göstermekten başka filmlere yer kalmadı sinema salonlarında. Pek çokları tarafından Oscar’ı alacağına garanti gözü ile bakılan ancak tamamen bir Hint filmi…
Dün akşam üstü önüme bir toplantı haberi geldi. Konu iklim değişikliği, yer Kopenhag ve Oslo. Tatataaaaaaaaa… Toplantı daveti yazısının üzerindeki Norveç kelimesini görmek dahi bana yetti!!! Sebebi belli: Son yıllarda bende oluşan kasvetli hava ve kış merakım yüzünden İskandinav ülkelerine duyduğum ilgi artışı. İşte tam da bu yüzden, normalde iş için çok iyi bildiği Brüksel…
Oldum olası ruj süremeyen bir tipim… Sebebi belli: hiç bir zaman çantamda makyaj çantası bulundurmadım, gece dışarı çıktığında düzenli aralıklarla tuvalete giderek ruj, parfüm tazeleyen kızlardan da olmadım hiç.. Eh ruj dediğin şey 5 dakikada yenilip yutulup gittiği ve ben de kesinlikle tazelemediğim için bence gereksiz bir ayrıntıdan başka bir şey değildi. Göz kalemi, rimel…
Neredeyse 1, 5 senedir oynadığım interaktif müzik oyununda bu akşam itibarı ile 3. Pop yıldızı koltuğuna oturdum. Hani şarkıcı olmak gibi bir isteğim hiç olmadı, popstar benzeri her tür yarışmadan da nefret ederim ama bu üçüncülük beni deli etti mutluluktan. Sonuçta popstar oyunu ama öyle kolay değil yani, aylarca yetenek geliştir, öğretmelik yap, şarkı bestele,…
Atlas Tozu 