Bugün öğle tatili biterken Tunalıya kısa bir kaçamak yaptım. Giderken aklımda bir kaç Milan Kundera kitabı, bütün haftasonu pijamalarımla evde oturduğum için alamadığım Newsweek dergisinin yeni sayısını almak ve fazla da oyalanmadan işe geri dönmekti.
Hava yağmurluydu ve serin de bir rüzgar vardı dışarıda. Bu kış Ankara’ya epey yağmur yağdı. Ben genelde o yağmurlar sırasında ya işte ya evde ya da kapalı bir mekanda olduğum için pek de yağmur altında dolaşmadım aslında. Ama nerede ise büyük bir istekle dışarıda yağmura yakalanacağım günü bekliyordum epeydir. Sebebi basit. Bu sene doğumgünümde hediye gelen uzun saplı yeni şemsiyemi kullanabilmek için tabi ki. Neyse efendim. Muradıma erdim sonunda. Çok mutluyum. Ama yetmez daha daha yağmur bekliyorum kasvetli ve karanlık havaları seven biri olarak ama bir dahaki sefere kaşkolumu da yanıma almış olmayı diliyorum.
Milan Kundera’nın yeni kitabını Newsweek’i ve NTV’nin reklamlarını sürdürdüğü yeni tarih dergisini de bulabileceğim umuduyla D&R’a girdim. Romanların bulunduğu kata çıktım ve kat görevlisine Milan Kundera kitaplarını nerede bulabileceğimi sordum. Görevli Kundera’nın hiç bir kitabının olmadığını, Can Yayınları ile ilgili bir sorun olduğunu söyledi. Bir kitabı da İletişimden çıkıyormuş, ama ondan da bir tane varmış ve yakın zamanda satılmış. Şaşırdım ama yapacak bir şey yoktu, peki dedikten sonra kendim rafların arasında gezinmeye başladım. Neredeyse ilk baktığım köşede Varolmanın Dayanılmaz Hafifliğini gördüm. Komik geldi, güldüm ve kasanın yolunu tuttum. Kasanın olduğu katta dergilerin arasından bir tane Newsweek kaptım, NTV’nin Tarih dergisini göremedim. Kalmamış…Ödedikten sonra D&R’dan çıkıp karşıya geçtim, Dost’un minik şubesine girdim.
Dost Ankara’lılar için “Kitapçı”nın markası olmuş bir yerdi bir zamanlar. Kızılaya her gidildiğinde Dost kitabevine girilmeden geçilmezdi neredeyse. Buluşmak için ideal bir adresti. Girilince saatlerce çıkılmazdı. Çok sık gidip gelindiği için kitapçı çalışanları ile ahbap olunurdu. Kredi kartlarının bu derece yaygınlaşmadığı bir devirde, Dost’un taksitli satış kartları vardı. Hatta öyleki kendime kitap almak konusunda hakim olamadığım ve düzenli olarak tüm taksitleri yatırmadığım için bir defasında artık şu borçlarınızı ödeyin diye eve kağıt gönderdiklerini bile hatırlıyorum. 🙂 Annem deliye dönüp bütün kitap borcumu kapatmıştı.
Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabından başka 5-6 kitabını daha Dost’un Atatürk Bulvarı üzerindeki bu minik şubesinde buldum. Kasadaki çocuk en az 10 senedir o kitapçıda çalışıyor. Özel olarak sohbet ettiğim biri değil ama diğer çalışanlarla birlikte sanki yıllardır oradalarmış, hep orada kalacaklar ve içerideki bütün kitapları okumuşlar gibi bir halleri var 🙂 Neyse, çocuğa sordum: “Can Yayınları bir sıkıntı nedeniyle Milan Kundera’nın kitaplarını basmıyormuş doğru mu?” Çocuk: “Yoooo , bize geliyor. Hatta Kızılay Şubesinde bir iki tane daha burada olmayan kitabının olması lazım!” Güldüm. O da güldü. Sonra çıkıp kendimi bulduğum ilk taksiye atarak işe geri döndüm.
Can Yayınevi kitaplarına üniversite’deyken büyük zaafım vardı. Yan yana dizildiğinde bir dizi kalp olan bu kitapların görüntüsü nedense benim çok hoşuma giderdi. Neredeyse sevdiğim ya da okumak istediğim bütün yazarların kitaplarını Can Yayınevi bassın isterdim. Neyse allahtan bu inadım sonradan kırıldı. Ama itiraf etmeliyim bir ara da Yapı Kredi Yayınları’na takmıştım kafayı. Neyse ki sonra o da geçti.
Neyse efendim, kütüpaneme sığdıramadığım kitaplarıma bir iki tanesini daha eklemiş olarak bugünü kapatıyorum. Yatmadan önce bir bölüm Fringe izleyeyim, üzerine de biraz lobicilik okuması mmmmmmm misss 🙂