Okan Bayülgen, Sade Vatandaş, Düşünceler…

Geçen Perşembe akşamı annem elinde kumanda kanaldan kanala gezerken, Okan Bayülgenin Sade Vatandaş programında Türkiye’de bir kişinin yılda ortalama 6 saat kitap okuduğunu, bir kitabı ise ancak 10 senede bitirebildiğini duyunca kalıp dinlemeye başladık.

Aslında ben Okan Bayülgenden pek fazla hoşlanmam. Aşırı saldırgan tavrı bana gerçekten çok fazla itici geliyor. Bir önceki yazıda bahsettiğim Türk milletinin güce tapan doğasının canlı bir kanıtı gibi kendisi. Bunun için eski programları Gece Kuşu, Zaga ve benim hatırlayamadığım daha nicelerinde telefonla arayan, vasat zeka düzeyindeki kişilerle yaptığı telefon konuşmalarını hatırlatmak kafi gelir sanırım.

Kendisinin üslubunu beğenmemekle birlikte son bir iki seferdir televizyonda rastladıktan sonra seyretmeye devam ediyorum. Kürşat Başar’ın CNN TÜRK’teki programına konuk olmuş bugün, program reklama girdi, ben de daha geçen gün Sade Vatandaşta söylediklerini internette şöyle bir google’ladım.

İşte Türkiye’nin okuma istatistikleri:

  • Türk halkının yılda yalnızca 6 saat ayırdığı kitap, ihtiyaç sıralamasında ise 235. sırada yer alıyor.
  • Türkiye’nin kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkesinin gerisinde kaldığına dikkat çekilen rapora göre bir Türk bir kitabı ancak 10 yılda okuyor!
  • Türkiye’de okunan kitaplar, genellikle “siyaset, aşk, cinsellik” konularını işliyor.
  • Günde ortalama 5 saat televizyon seyreden Türk halkı, kitap okumaya yılda yalnızca 6 saat zaman ayırıyor.
  • Türkiye, kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkesinin gerisinde kalmış durumda.
  • Japonya’da toplumun yüzde 14’ü, Amerika’da yüzde 12’si, İngiltere ve Fransa’da yüzde 21’i düzenli kitap okurken, Türkiye’de yalnızca on binde 1 kişi kitap okuyor.
  • Nüfusu 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 71 milyon nüfuslu Türkiye’de bu rakam 2-3 bin civarında kalıyor.
  • Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda kitap okuma sıralamasında, Türkiye 86. sırada yer alıyor.
  • Bir Japon bir yılda ortalama 25, bir İsviçreli 10, bir Fransız 7, bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyor. Türkiye’de, okuma alışkanlığına sahip 70 bin kişi bulunuyor.
  • Rapora göre, Türkiye’de bir kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300, Amerikalı 210, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor.
  • Dünya ortalaması da Türklerin ayırdığı zamandan 3 kat fazla.
  • Birleşmiş Milletler’in yaptırdığı bir araştırmaya göre, kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçikalı ve Avustralyalı 100 dolar, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor.
  • Dünya ortalaması 1,3 dolar iken, Türkiye’de bir kişi kitaba yılda ancak 0,45 dolar harcıyor.
  • ABD’de yılda 72 bin kitap basılırken, Rusya’da 58 bin, Japonya’da 42 bin, Fransa’da 27 bin, Türkiye’de ise 7 bin kitap basılıyor. Türkiye’de dergi okuma oranı ise yüzde 4 olarak belirlendi.
  • İngiltere’de ortalama bir gazete olan günlük The Sun gazetesi Türkiye’deki gazetelerin toplam tirajı kadar satıyor.
  • Türkiye’deki gazete okurlarının yüzde 85’i yalnızca spor ve magazin sayfalarını okuyor.
  • Türkiye’de 1412 kütüphane olmasına karşın, yalnızca 400’ü uluslararası kütüphane standartlarını taşıyor.
  • Kütüphanelerdeki kitap sayısı 12 milyon 221 bin 192, kütüphanelere kayıtlı üye sayısı 254 bin 7 ve satın alınan kitap sayısı ise 13 bin 862.
  • Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer alıyor. Türkiye’de öğrencilerin sadece yüzde 19’u, 25’ten fazla kitaba sahip.
  • Türkiye’de en çok basılan yerli kitaplar Keloğlan masalları, Nasrettin Hoca fıkraları, Karadeniz fıkraları, cinsel içerikli kitaplar ve dini bilgiler içeren ilmihal kitapları, en çok basılan yabancı kitaplar ise La Fontaine’in fablları, Ezop masalları, Andersen masalları, Çocuk Kalbi ve cinsel konulu kitaplar oluyor.

İşte durum böyle. Okan programda bu istatistiklere yer vedikten sonra Türkiye’nin gün geçtikçe metaya değer veren bir toplum haline geldiğini şöyle bir örnekle açıkladı.

Okan bir tanıdığının evine ilk defa gittiğinde ev sahibinden evlerini gezmek için izin istermiş. Evi gezerken de bakarmış, kitap var mı, DVD var mı, orijinal resim, heykel var mı diye. Ama gittiği evlerin hepsi bir mobilyacı showroom’u edasında en son model mobilya, TV ve ses sistemlerini barındırırken, bu evlerin hiçbirinde kütüpane bulunmazmış. Sonuç acı gerçekten de. Bir kitabı okumak 10 sene sürüyorsa vay halimize.

Kendimi düşündüm senede kaç kitap okuyorum diye. Benim de eski performansımda kesin bir düşüş var. Asıl kitap okuduğum vakitler hep tatil dönemlerine ya da yurtdışı iş gezileri sırasında uçakta ve havaalanlarında geçirilen vakitlerime sıkışıyor. Eskisi kadar çok okumamamın bir sebebi de akşamları bilgisayar karşısında daha çok vakit geçiriyor olmam. Yılın her vakti mutlaka okuduğum bir kitap oluyor. Ama yavaş ama hızlı okuyorum. Hatta bazen bir ikisini aynı anda okuyorum.

Kitap okuma hızım azaldığı halde alma hızımdaki artış aslında gözle görülür düzeyde. Sanırım senede en az 50 kitap almaya devam ediyorum. Kimi aylar bu sayı tek başına 10’u bulabiliyor. En iyisi bu geceyi biraz kitap okuyarak bitirmek 🙂

1 comment

Add Yours

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s