Çanta bir kadının en sevdiği aksesuar değil midir? Öyledir. Bayılırım çanta almaya. Hakiki deri çanta severim ama allı pullu, renkli, kumaş çantalardan da vaz geçemem. Yılın belli dönemlerinde belli bir çantaya kafayı takıp sadece onu kullanmak istediğim çok olur. İlla her gün başka bir çanta şart değildir benim için. Hatta bazen üzerimdeki kıyafet ile uyumsuz çanta kullanmak da hoşuma gider.
Son yıllarda moda bavul gibi çantalar. Aslında bu modanın pek çok kadının çok işine yaradığını düşünüyorum. Daha önce hangisi olduğunu hatırlayamadığım bir yazıda Big Chefsin tuvaletinde bir kızın çantasından saç maşası çıkarıp saçlarını maşaladığını gördüğümü ve şaşkınlıktan nerede ise küçük dilimi yuttuğumu hatırlıyorum.
Ben liseyi bitirene kadar aynada kendime doğru dürüst baktığımdan bile emim değilim çünkü. Sebebi ergenlik çağında orantısız büyüyen burun ağız çene ya da elmacık kemikleri midir bilmiyorum ama hiç bir zaman görüntü için çok fazla zaman harcamadım galiba. Bunun gibi çantalarım da hep boş oldu, fakir göründüler.
Oysaki pek çok kadın arkadaşımın çantasından ayna, selpak, ıslak mendil, ufak boy bir makyaj çantası ve parfüm şişesi, toka, takı, sakız, pastil, nane şekeri, el kremi, tırnak makası, törpü, ped, kalem, kağıt, bir sürü ıvır zıvır, çok tedbirlisinin yanında ufak bir dikiş kutusu, çengelli iğne bulundurduğunu çok iyi biliyorum.
Peki benim çantam niye bu kadar boş? Çünkü çantanın içindeki dağınıklık beni feci şekilde rahatsız ediyor. Elimi attığım an istediğimi eğer 5 saniyede bulamazsam sinir, stres oluyorum. O yüzden de bavul gibi çantalarımı bomboş gezdiriyorum. Cüzdan, bozuk para cüzdanı, güneş gözlüğü, sigara, çakmak, ve anahtarlar. Son zamanlarda bir de parlatıcı ruj eklendi içine. Kullanmasam da benimle gezip duruyor. Bakalım ne zaman gerçek bir kadın olup ben de fakir çantamı şişmanlatacağım. Alışmış kudurmuştan beter dedikleri doğru ise sanırım hiç bir zaman.