Dün altıya doğru işten çıktım. Önce eve gidip üstümedenki takım elbiseden kurtuldum. Arkasından doğru spora. Görgüsüz gibi spor yaptım desem yeridir. tam 115 dakikada bitirdim programı. Duş yaptım bir de üstelik eve de yürüyerek gittim. Eve geldim. Akşam yemeği diye iki tane Ayaş domatesinin kabuklarını soyup üzerine biraz tuz biraz balsamik sirke ekleyip, biraz da…
Kadın dergilerini çok takip etmem arada genelde pazar günleri Gloria da oturup kahve içerken eğlenmek için alırım arada. Bir-iki kadın dergisi Gloria Jeans’te 2 orta boy café latte içemenize yetecek kadar çok zaman oyalıyor insanı. Rengarenk ve bol reklam dolu oldukları için alıp elinizdeki neredeyse 300 sayfayı bulan dergide okuyacak çok fazla bir şey de olmuyor.…
Google’la konuşmak dışında bir takıntımı daha hatırladım bu sabah. Bir şeyi merak ettiğimde, bir soruya cevap aradığımda ya da tavsiye istediğimde ilk baktığım yerlerden biri ekşi sözlük oluyor. İşin garibi gayet de inanıyorum orada yazanlara. Sonuçta yaşanmış tecrübe edilmiş şeyler değil mi? Ben de ekşi sözlük yazarı olmak istiyorum. Sürekli yazıp yorum yapacağımdan değil ama…
Sevgili blog, bugün ilk defa konusunu kendim bulmadığım bir yazı yazacağım. Normal şartlar altında kendimin de yazamaktan kaçınacağı bir konu bu sanırım çünkü hayallerim ve gerçekleşme olasılıklarıyla alakalı. Benim kadar değişken ruh haline sahip birine bu soruyu farklı zamanda sorsalar eminim çok farklı cevaplar almak mümkün olur. Mesela ilkokuldayken astronot olmak istiyordum. Olamadım 🙂 Bugün düşünüyorum da…
Şu msn messengerı kullanıp da meşgul olmayan bir allahın kulu yok. Herkes bir meşgul bir meşgul. Sanırsınız ki dünyanın en meşgul milletiyiz. Üstelik herkes aynı numarayı çektiği için birbirimizin meşgul falan olmadığını da biliyoruz. Ne gerek var anlamadım. Mesajlarına cevap yazmak istemediğin saklanmak istediğin adamı listene ne diye alırsın?
Herkesin aylar önce izlediği “Twilight”ı sonunda tavsiye üzerine izledim. Filmden önce her zaman yaptığım gibi izleyenler bakayım ne demiş diye ekşi sözlüğe baktım. Tamamını okumayıp en son sayfaya gittim. Yazanlar demediklerini bırakmamışlar. Yok kız filmiymiş, yok şöylemiş, yok böyleymiş. İçimden sordum: madem o kadar kötü niye 15 sayfa entry yazdınız diye. Neyse bu kısa araştırma seansından…
Modadan hiç bir zaman çok anlamadım ama anlayanları hep takdir ederim. Her kadının dolabında mutlaka siyah bir, hatta bir kaç elbise bulunması gerektiğini bilirim. İşte topuklu, dışarda spor ayakkabıları tercih ederim. Tarzım genelde basit ve rahattır. V yakalı bluzlardan, elbiselerden, siyah ve beyazdan vazgeçemem. Ama bu benim renkli giyinmediğim manasına asla gelmez tabi. Şeker pembeyi severim. Mor giyerim, maviden vazgeçemem, yeşili…
Geçen yıl kış vakti bir yazı yazmıştım. Filistin is the new Arjantin mealinde bir yazı. Evet gerçekten de üzerinden 6 ay bile geçmeden Filistin Caddesine açılmayan hiç bir restoran kafe kalmadı. Home Store, House Cafe, Big Chefs, Kitchenette, Meet, Eat&Joy, yenilerde Kukies ve Tribeca da hizmetimizde olacak. Cuma, Cumartesi rezervasyonsuz gidip de yer bulmanın imkan ve…
Bir sürü blog okuyorum. Çoğunun yazarı kadın. Erkekler de yazıyor aslında ama kadınlar kadar değil ya da ben daha yeterince erkek bloğuna rastlayamadım. Tarzı ne olursa olsun bir şekilde hemen hepsinde ara ara, sık sık, her gün ele alınan bir konu var: kadın-erkek, cinsellik, kim kime veriyor, nasıl veriyor niye veriyor ya da niye vermiyor.…
Atlas Tozu 