günün yazısı

Bir sürü blog okuyorum. Çoğunun yazarı kadın. Erkekler de yazıyor aslında ama kadınlar kadar değil ya da ben daha yeterince erkek bloğuna rastlayamadım. Tarzı ne olursa olsun bir şekilde hemen hepsinde ara ara, sık sık, her gün ele alınan bir konu var: kadın-erkek, cinsellik, kim kime veriyor, nasıl veriyor niye veriyor ya da niye vermiyor.

Milletçe henüz bu meseleyi aşamamış olduğumuz için eğitim durumu, yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun insanlar bir şekilde dönüp dolanıp bu konuya geliyorlar sanırım. Belki de insanlık olarak bizim en önemli konumuz seks. Bloglarda bu konunun bu kadar çok  yazılıp, yorumlanmasının açıklaması ise aslında bu konuları yüz yüze ya da tanıdığımız insanlarla konuşmaktan hoşlanmıyor olmamız sanırım. Seks konusunda yargılamak dünyanın en kolay şeyi, yargılanmak da en büyük korkusu olmaya devam ettiği sürece bu konuların sadece bloglarda yazılıp çizilmesi de normal olacak bence.  Durum böyle iken bir yandan da aslında iyi ki bu blog olayı var. Hiç olmazsa tartışılıyor, insanların kafası biraz daha genişliyor.

Şu bekaret meselesinin en azından eğitim seviyesi azıcık yüksek olanlar arasında hala konuşuluyor olmamasını birazcık umut ediyordum ancak maalesef biraz fazla iyi niyetliymişim ben. Benden nerede ise 10 yaş küçük çocukların nasıl benden, benim kuşağımdan daha tutucu olabildiklerine inanamıyorum. Nerede yaşıyor bu insanlar merak ediyorum.

Kadın erkek ilişkilerinin normalleşemediği bir toplumun sonu cinnet gibi geliyor bana. Esaret dolu, insanların kendileri gibi olamadıkları, doğuştan gelen ve en temelde yatan içgüdülerini bastırdıkları bir toplum. Kadının dişiliğini sakladığı, erkeğin ise kendisini sadece tecrübesiz ya da dişilikle alakası olmayan kadınlar karşısında gerçekten erkek gibi hissedebildiği bir toplum. İki taraf açısından da feci bir durum.

Öyle ki cidden yeni bir adamla tanıştıktan sonra mesele yatağa gelince kadın milletini sanki bakireymişçesine beceriksiz davranmaya ya da kendi kendilerine uyguladıkları psikolojik baskı sayesinde gerçekten de kendilerini bakireymiş gibi hissettikleri bir durum yaratılıyor. Sırf bir zar uğruna kendini olmadık yerlerinden düzdürenlerden hiç bahsetmiyorum bile.

Kardeşim sevişin, öpüşün, koklaşın, birbirinize haz vermek utanılacak bir şey değil. Kafanızdaki tabuları yıkıp atın. Laf olsun diye sevişmeler insanın kendi özüne en büyük ihanet değil mi? İnsanı hayvandan en çok ayıran özelliklerinden biri seksi sadece üremek amaçlı değil ama aynı zamanda zevk almak için yapması değil mi? Tatmin edilen sevgilinin yüzündeki yarı baygın, mutlu ve huzurlu ifadeyi görmekten daha güzel kaç şey var ki? İki insanın paylaşabileceği en güzel şeyler listesinde kaç numara verirsiniz buna? Cevap veremiyorsanız da en azından içinizden söyleyin cevabını.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s