Browse by:

Oh mis gibi yedim işte!

Bir önceki yazıda ramazan pideleri ve güllaçlardan bahsedince kendimi zaptedemedim! Ne yaptım? Dün akşam taze pidenin arasına koyup mideye indirdiğim krem peynir ve zeytin ikilisinden sonra gecenin saat 1’inde üşenmeden yaptığım gözlemeleri de yedim! Alarma geçiyorum. Olmuyor böyle, yakışmıyor bana!

bir ramazan yazısı

Bir gün bu blogda bir ramazan yazısı yazacağımı hiç hayal etmezdim. Geçen hafta Perşembe günü akşam servisine gelen kapıcı zili çalıp da yarın pide ister misiniz dediğinde, aaaaaaa tabi ki isterim diye sevinçle cevap verdikten sonra aklıma bu ara sadece çavdar ve kepek ekmeği ya da esmer undan yapılmış ekmek yiyebildiğim gelince sevincim bir anda…

rejim haberleri

Rejimde ikinci haftamı tamamlamak üzereyim. Bu haftayı hasta olarak geçirmiş olmak biraz çizgi dışına çıkmama sebep olsa da fena gitmiyor gibiyim. Aslında normalde yarın tartılmam lazım ama başlangıç kilomu bilmediğim için ne derece başarılı olduğumu ölçmek biraz zor görünüyor. O yüzden diyorum acaba tartılmasam devam etsem ve kıyafetlerim mi konuşsa? Kot pantalonum bugün bana daha…

iki film daha

Dün gece izlediklerime iki film daha eklendi. Havaya, suya çok fazla bir şeye dokunmayan iki romantik komedi filmi daha. İlki “17 Again”, ya da Türkiye’deki sinemalarda gösterildiği hali ile “Yeniden 17”.  30lu yaşlarının ikinci yarısında olan, liseden de mezuın olalı 20 sene olmuş bir adamın yeniden 17 yaşına döndüğünü düşünün. Mike O’Donnell 17 yaşında bir lise basketbol…

üç film

Tatil vakti film izlemeye devam. Aslında eve depoladığım bir sürü dvd varken başka filmler izlemeye devam ediyorum. Sanırım D&R’a girdiğimde nedense sanatsal bir bakış açısıyla ne kadar ağır film varsa toplayıp getirmişim eve. Oysa ki tatil vakti ağır tempolu, ağır konulu filmlerden uzak durma istiyor insanın canı. İşte son zamanlarda izlediğim 3 film… İlki he…

Botanik Parkı

Bu sabah uyandım, baş, boğaz  ve vücudumun çeşitli yerlerinde bir dolu ağrıyla. Sinir oldum. Son 5-6 senedir en son ne zaman boğazımın ağrınıdını düşünüp hatırlayamayınca daha da sinir oldum. Eh şimdi sen sene de en fazla 2-3 hafta izin yap ve hastalık seni o izinli olduğun haftada bulsun. Çok büyük haksızlık! Neyse doktor randevusuna kadar…

Hamam

Dün yine kendime bir iyilik yapıp soluğu Renewanın hamamında aldım. Masaj, cilt bakımı hepsi hikaye bence. Önce sauna, sonra buhar odası, onun üzerine giriyorsun Türk hamamına bir kese atıyorlar sana, cildin yumuşacık oluyor. İlk defa hamama bundan 7-8 sene önce gitmiştim. Ankara’nın tarihi dedikleri Karacabey Hamamıydı gittiğimiz yer. Ben içerideki ortamı görüp fenalaşmış  ve bir daha…

Dil konusunda düşünceler…

Dil kelimesi ilk duyduğunuzda size ne ifade eder?  Bana ne ifade ettiğini düşünmeksizin yine açtım  Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğünü.  Dil öncelikle “ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı” diye tanımlanmış. Bunun dışında “gönül, yürek” , “anahtar ve “yazı kaleminin ucu” gibi anlamları da varmış. Ama benim bugün…

metabolizma çayı

“Mevsimlerden Roma”dan daha önceki rejime başlamaya karar verdiğim yazıda bahsetmiştim. Bu blogda diyet yaparken içilmesi tavsiye edilen iki şeyden biri metabolizma çayı. Dün gece evde yaptığımız bir tencere dolusu metabolizma çayından yanlış saymadı isem dolu dolu 3 bardak falan içtim. Çayı yaparken evi saran tarçın kokusunun yanında tadının nefis oluşu üstüne insanın açlık duygusunu yoketmesi müthiş.…

Rejimin 4. günü

Rejimin 4. günü bitti. İlk üç gün psikolojik olarak acıkmamaya şartlanan ben bu akşam yemeğinde resmen pizza, makarna, ekmek, pilav sayıkladım. 4 günde 12 öğünde toplam 12 dilim ekmek yemiş, ağzına bir gram tatlı, abur cubur, gereksiz karbonhidrat sürmemişken, anneannemin teyzemle gönderdiği börekleri kazara yemek korkusuyla deep freeze’e atarak ilk tehlikeyi bertaraf ettim.  Börekleri bu…