Bayram tatili öncesinde ofisteki inşaat da sona erdi. Kapılar, zemin, duvarlar ve perdeler tamam oldu. Şimdi sırada koridor duvarlarına asacak resimleri seçmeye geldi.
Aslında bu resim seçimi konusu zaten işin başından beri başımı epeyce ağrıttı, çünkü gerçekten de herşeye bu kadar özendikten sonra resimlerin de içime tam sinmesini istiyorum. Kafamda bir dolu konsept uçuşuyor. Önce modern tarzda siyah beyaz fotoğraf kullansak diye düşündüm. Sonra canım siyah beyaz fotoğraf kullanıyorsak ne diye yabancıları kullanayım Ara Gülerin fotoğraflarından bir seçki yapalım dedim. Daha sonra da aklıma Fikret Mualla, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Abidin Dino gibi Cumhuriyet dönemi ressamlarının resimlerinden örnekler bulmak geldi. Tabi ki hepsi röprodüksiyon olacak bu resimlerin. Neyse ben hala kararsızım. Çünkü kafamda resimleri belli bir kompozisyon dahilinde seçip asılacakları yerleri belirlesem bile hangilerine ulaşabilirim o konuda hiç bilgim yok. Aslında, şu yaratmaya çalıştığım konsepti oluşturmak için bir sanat danışmanıyla çalışmak lazım ama bir koridor için olayı bu derece büyütmeme de gerek yok sanırım. Resimleri fotoğrafları kafamda evirip çeviriyorum. Herşeyde olduğu gibi bu işte de fikirler kafamda yavaş yavaş olgunlaşıyor. Bana sanki Ara Güler iyi durur gibi geliyor ama bakalım sonuçta nasıl bir şey çıkacak.
sanat ve sanatçıya değer veren devlet yetkilileri nasıl oluyorda,böyle bir dehÂYI ZAMANINDA KEŞFEDEMEZLERde,cenazsi yabancı bir ülkede kisesizler mezarlığına defnedilir.Anlamak elde deil doğrusu.
zamanında nice ehli hünerin,
bir tutam tuz yoktur aşın
açlıktan onu öldürüp evvela
sonrada bir türbe dikerler başına