Kuğulu Park, Overall’da Gece Yolcuları, Dürüm Döner

Dün akşam sanki hafta içi değilmiş de haftasonu gelmiş gibi bir gece geçirdik. Saat 18.10’da işten firar ettim. Adamla buluşup önce Bahçeli’deki Leman’a gittik. Leman menüsü zengin, hesaplı ama uzun süre oturulamayacak bir yer. Sebebi içerideki feci uğultu. Yaklaşık 1,5 saat sonra oradan kalkıp 3. Caddede biraz yürüdük. Migros’a girip iki bira aldık. Ben sokakta içme fikrine feci karşı olduğum için şişeyi çantama attım. Adamın kimseyi umursamadan birasını yudumlamaya devam etti. Sonra atladık bir taksiye doğru Tunalıya. Oturduk Kuğulu Park’a kıkırdayarak içtik biraları. Ne zevkli dakikalardı onlar. Zaten adamla zevksiz bir şey yapmak pek mümkün değil ki!

Arkasından Kıtır’a girdik çıktık, Dip Ankara’ya uğradık, oradan ver elini Overalla, Gece Yolcuları’nın konserine doğru yola çıktık.  Konser için de epey vakit vardı. Oturduk kulis’te epey lafladık yine. Şömine ateşi, sigara, ve yine bira.

Sonra içeri geçtik. Konser başladı. Ama artık alıştığımız üzere mekan yine boştu. Gece Yolcularına hayran değilim. Benim tarzım bir müzik de yapmıyorlar. Kendilerini ilk defa dinledim ve çok fazla cover söylemeleri o kadar alkol almışken benim daha çok eğlenmemi sağladığı halde kendi müziğini yapan bir beste grubuna bunu çok da yakıştıramadım aslında.  Ama Gece Yolcuları gibi ya da onlardan çok daha yetenekli  Türkiye’de bir sürü yetenekli müzisyen var. Ancak biz popülist bir toplum olduğumuz için maalesef Gülşen, Demet Akalın, dinlemeyi tercih ediyoruz. Üçyüzbeşyüz, üçyüzbeşyüz, üçyüzbeşyüz ya da ıpstık, cıpstık  şarkıları bizim kulağımıza daha hoş geliyor. Albüm almıyoruz. Korsan seviyoruz. O yüzden de kaliteli müzik yapan insanlara piyasada yer açamıyoruz ve yine bu yüzden hala cover şarkıları dinlemeye devam ediyoruz. İşimize geliyor, kolayımıza kaçıyor Sezen Aksu’nun, Orhan Gencebay’ın coverlanmış, altyapısı değiştirilmiş şarkılarını dinlemek. Bu cidden üzücü bir durum.

Overall’un ardından kendimizi bir çorbacıya attık. Kavrulmuş unla yapılan nefis mercimek çorbalarını içip bir beytiyi üç kişi paylaştık. Oradan da evlerimize yollandık. Bu kadar hareketin ardından sabah nasıl kalkarım diye yattığım yataktan çalar saat  çalmadan kalktım.  Üstelik yarın sabah Londra yolcusu olduğum için bir sürü işi de bugün hallettim. Üstüne öğlen Tunalı’ya gidip Lezita’dan aldığım dürüm döneri bir gece önce bira içip eğlendiğimiz banka oturarak yedim. İşten gelen telefonların beni rahatsız etmesine izin vermedim. Nasıl yani!!!  İki dakika oturup ağaçların altında bir dürüm döner yiyemeyecekmiydim. Çalan telefonlara cevap vermeyince daha da mutlu oldum. O döner mi çok lezzetliydi yoksa telefonlara cevap vermemek mi beni o kadar mutlu etmişti bilmiyorum. Ama galiba cevap ikisi de. Demek ki arada, hele de bahar gelirken, öğle tatillerinde kaçamak yapıp, Kuğulu Park’ta dürüm döner, köfte ekmek ziyafetleri çekeceğim kendime 🙂

1 comment

Add Yours

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s