Dün akşam saat 9 gibi eve geldikten sonra hem bilgisayarda bir şeyler bakayım hem de göz ucuyla televizyon izleyeyim diye çalışma odasına girdim. Sonra bir baktım Show TVde Çeşme Uluslararası şarkı yarışması var. Oturdum izlemeye ama ben şarkı yarışması izleyeceğimi sanırken Türk pop müzinin şu anda popüler olan isimlerinin geçidine şahit oldum. Show TV’yi açtığımda sahnede Sertab Erener şarkı söylüyordu.
Söylediği şarkı bir Soner Sarıkabadayı bestesiydi. Hani şu son 1 yıldır kimsenin yerlere göklere sığdıramadığı Soner Sarıkabadayı. Sertab’a Emre Altuğ’a, Murat Boz’a beste veren Soner Sarıkabadayı.
Bir önceki yazımda bahsettiğim facebookta yeni öğrendiği özlü sözleri arkadaşlarıyla paylaşma gayreti içerisinde bulunanların şarkılarından alıntı yapmayı sevdiği Soner Sarıkabadayı. Bir şarkı yaparak, single formatında çıkarıp 1 TL’ye satan ama esasen algida reklamları gibi “senin adın buz mu söyle erimez mi” diye soran Soner Sarıkabadayı.
Biletleri biletixte 100 TL ile 30TL arasında değişen fiyatlardan satılan bu özel gece bence Soner için düzenlenmiş bir reklam etkinliği havasındaydı. Soner’in beste verdiği Emre Altuğ karısı Çağla ile birlikte yarışma sunucusu. İlk önce Sertab çıkıp Soner şarkıları söyledi. Gecenin ilerleyen vakitlerinde Soner, Murat Boz ve Emre Altuğ’la düet yaparken bugün ününü en çok borçlu olduğu Sertab Erener’le düet yapmadı. Eh sıklıkla detone olup şarkılara hakkını veremeyince Sertabla sahneye çıkmamak lazım tabi.
Organizatörler neden böyle bir şeye gerek görmüşler bilemedim işin açıkçası. Birini medyada daha görünür kılmak istiyor olabilirsiniz ama reklamı göze sokar hale getirmemek de lazım bence. Sonerin önce temel sahne duruşu konusunda biraz ders alıp elini kolunu nereye koyacağını öğrenmesi, dansetmenin sallanmak olmadığını farketmesi ve kendisine yeni bir stil danışmanı tutarak, aşçı gömleğinin altına şalvar giymekten vazgeçmesi lazım.
Benim için gecenin en güzel sürprizi Bonnie Tyler idi. İlk önce orta okul yıllarımdan çok iyi bildiğim şarkıları duydum ekranda sonra sesin kendisi de tanıdık gelince açtım baktım oymuş. Güzel bir final oldu benim için.
Bir de söylemeden geçemeyeceğim bir not… Geçtiğimiz ay içerisinde Emre Altuğ Okan Bayülgen’in programına konuktu. Okan’ın Emre’ye yaptığı “Yeni şarkılarında ticari kaygı olmaksızın canının istediği müziği yapmak isteyen bir adam gördüm” yorumu beni benden almıştı. Hani ben Okan Bayülgen’i zaten sevmem. Elitistliğin bir sınırı var ise onu geçenin Okan olduğunu düşünürüm. Kimseyi beğenmeyen herkesi eleştirmeyi görev sanan birinden Emre Altuğ’un Soner Sarıkabadayı bestesi şarkısı için ticari kaygıdan uzak yorumu yapması epeyce enteresan bir durum bence. Şimdi Emre Altuğ’u gerçekten severim ama doğruyu söylemek gerekirse öncelikle çıkardığı iki şarkılık single’da kendi bestesi olan bir şarkı yok. İkincisi Okan’ın iddia ettiği gibi şarkılarda ticari kaygı olmaması gibi bir durum zaten yok. Zira Soner Sarıkabadayının şarkılarının piyasa olmadığını ileri sürmek pek akla yakın değil. Üstüne üstlük Okan’ın o günkü programında lafı Tarkan’a getirip hep aynı müzikleri yapıyor, kendini yenileyemiyor demesi de enteresandı. Demek ki her zaman çok da objektif olamayabiliyoruz 🙂 Bir insanın elitliğini, görgüsünü, evinde sanat eseri (sanat eseri derken orijinal bir iki parça Picasso mesela ) olup olmamasıyla ölçen bir zihniyetin “Sanki gönlüm boş yere yanmış külleri savrulmuş, çiftekavrulmuşşş” diye tempo tuttuğunu pek hayal edemiyorum….. İkincisi eleştiri olayının suyunun ne kadar çıkarılabileceğini görmek için Okan’ın karısının şurada yaptığı açıklamaya da bir gözatın diyorum.