Foreign Policy dergisi tarafından yapılan bir araştırma sonucunda 2010 yılı Küresel Şehir Endeksi açıklanmış. Ekdekse göre sıralamanın bir numarasında New York, İki numarasında Londra, üç numarasında Tokyo, dört numarasında ise Paris var. Gözlerimiz İstanbul’u arıyor ve 41 numaralı koltuğa yerleştiğini görüyoruz. Ankara 65 şehrin yer aldığı listede yok. Avrupa Birliği Üyesi Devletlerin başkentlerinden Bern, Helsinki, Lizbon, Oslo, Atina, Prag, Budapeşte, Varşova, Lubliana, Sofya, Bükreş, Bratislava, Vilnius, Talin ve Riga da yok. Ama Dakka (Bangladeş’in başkenti), Karaçi (Pakistan’ın başkenti) ve Kalküta (Hindistan) alt sıralarda da olsa kendilerine yer bulmuşlar.
Listeye biraz daha dikkatli baktığımızda ABD’nin dokuz, Çin’in ise yedi şehirle başı çektiğini görüyoruz. Onları dört şehirle Hindistan izliyor. Almanya diğer Avrupalı devletlerden bir adım öne çıkarak üç şehirle listede yerini alıyor. İspanya, İtalya, İsviçre’nin iki şehirle temsil edildiği listede İngiltere ve Fransanın üst sıralarda olmakla birlikte sadece başkentleriyle varolduklarını görüyoruz.
Şimdi bu endeksin hazırlanmasında şehirlerin kendi bölgelerini ve dünyayı ne derece etkiledikleri göz önünde tutulduğunu dikkate alırsak önümüze okuması kolay ancak farklı bir dünya haritası koyulduğunu görüyoruz. Dünya ekonomisini, siyasetini, kültürünü yönlendirme gücünün el değiştirmeye başladığının en basit açıklaması işte bu sıralamalarda yatıyor.
Peki böyle bir durumda Türkiye gibi bölgesinde lider, G-20 Üyesi, AB üyeliğine aday bir ülkenin başkentinin de bu listede olması gerekmez miydi? Ah canım Ankara vah canım Ankara… Bir zamanlar sen yardım edermişsin her bahtı karaya ama şimdi senin de bahtın kara bu kavrulan bozkırın ortasında.
Atlas Tozu 