Son bir kaç aydır aklımda olup da bir türlü gerçekleştiremediğim bir şey var: Ayrancı Antika Pazarında bir gün geçirmek. Eskiden eskiye pek rağbet etmiyor olmamdan mütevellit yıllarca Ayrancı’da oturup da şimdiye kadar oraya uğramamışlardanım ben. Tam olarak ne zamandı çok hatırlamamakla birlikte sanırım Kütahya Porselen’in sanat koleksiyonundaki kahve takımlarını gördükten sonraki bir vakitte, dedim ki kendi kendime, ben görüp beğendiğim kahve ve çay fincanlarını toplamalıyım. Öyle ki kendime her gün ayrı bir fincanda servis yapmalıyım. Mutfaktaki fincan dolabını açtığımda içim açılmalı, renk renk fincanlar bana göz kırpmalı. Hatta birbirinden farklı tabaklarım da olmalı. Sonunda olayı iyice büyütüp gümüş çatal bıçaklar hayal etmeye başladım.
İşte böyle başlayan merakım son günlerde yaptırdığımız toplantı salonuna aksesuar seçerken depreşti. Çiniler, altın-gümüş varaklar, küplar, ibrikler, duvar tabakları derken takvim çarptı gözüme. Önümüzdeki Pazar, Aralık ayının ilk haftasonu, yani yılın son Ayrancı Antika Pazarı dedim kendi kendime. Sonra internette gezinirken bir de müzayede çarptı gözüme. Almak değil ama bakmak bedava dedim içimden. Şimdiye kadar hiç görmediğimi düşündüm. Tam da sırası dedim.
Yani Pazar günü eskiye rağbet edeceğim ben. Merak edenler için, Ayrancı Antika Pazarı Ayrancı kapalı pazar yerinde her ayın ilk Pazar günü organik ürün pazarı ile yan yana kuruluyor. Ankara Antikacılığın düzenlediği müzayede ise saat 14.00’te Swissotel’de başlıyor.
bu kar yağışı süper olmuş.Nasıl desem ,wordpress diyeceksin!!! Son 2 gündür Blogspot’un yaptığı saçmalıktan sonra tekrar bakayım ben şu WordPress olayına!!
Tahminin doğru tamamen düşen kar tanelerinin sebebi wordpress. Hatta öyle ki ben birşey yapmadım kendi kendine yağmaya başladı 🙂