Brüksel’den dönerken Ankara uçuşunu Pazar gününe erteledim ve seyahatler esnasında güneşle aramın iyi olmasının da verdiği şansla İstanbul’da nefis bir haftasonu geçirdim.
İstanbul’da boğaz diyince benim en favori yerlerimden biri Ortaköydür. Ortaköy diyince de House Cafe. House Cafe’yi o kadar çok sevdik ki, akşamüstü saat 5 gibi güzel bir masada yerimizi aldıktan sonra gece saat nerede ise 1’e kadar oturduk. Denizin dibinde, Ortaköyün curcunasından izole bir yer house cafe. Yemeklerini her zaman sevdiğim, servisini beğendiğim bir mekan. Pahalı mı? Hayır bence öyle bir mekan için fiyatlar gayet makul.
Bakalım neler yedik neler içtik.
Önce ortaya zeytinli ekmekler ve güzel bir zeytin ezmeli zeytinyağı tabağı geldi…
Ardından mozarellalı ve fesleğenli pizza…
Bu da nefis çıtır tavuk…
Arada fotoğraflayamadığım bir kesnaneli kahveli cheese cake oldu ki… fotoğrafı yok ancak tadı nefis herkese tavsiye ederim…
Tam güneş batarken karar verdik House Cafe’deki keyfi uzatmaya… Bu defa nefis bir roze şarap söyledik…. Yanına da peynir tabağı… Şişeler birbirini kovaladı ardından bir de patlıcanlı- mantarlı pizzayı 3 kişi paylaştık… Nefisti nefis.. sohber nefisti… Hayatı, aşkı, çelişkilerimizi, aslında nasıl da zamanla değişip evrildiğimizi, hayallerimizi konuştuk… hiç kalkmak istemedik…
Umarım yine arayı çok da uzatmadan yeniden otururuz bu Ortaköy kafesinde….
şu mozzarellalı ve fesleğenli pizza çok enfesssssssss görünüyo ya, resmen house yapımı gibi, açım aç
Sanırım biz hep açız 🙂 Bizim önce gözümüz, sonra ruhumuz en son midemiz doyuyor:)
o pizzadan bikac sene once yemistim hala aklimda…harika bisi. onayliyorum cok fena 🙂 bidahakine kestane hastasi olarak cheesecakei de unutmak yok.
Yakında bir de Mezzaluna yazısı geliyor… Tiramisu ve portakal şekerlemesi hastaları için 🙂
o portakal sekerlemeleri adami hirsiz bile yapar : ))
Hımmm evet sanırım yapabilir 🙂