Browse by:

Şimdiki zamanlarda Anadolu

Anadolu, dünyanın cennet coğrafyalarından biri, yüzlerce yıllık tarihe şahitlik etmiş, çok görmüş geçirmiş ancak heyecanını kaybetmemiş. Bizler bu coğrafyanın şanslı insanlarıyız. Çoğu zaman elimizdekinin kıymetini bilmeyen, elindeki oyuncağı hem çok seven hem de kırıp parçalamaktan çekinmeyen çocuklar gibiyiz.  Aslında bir nevi ergenlik çağındayız.  Çok duygusalız, ama çok gaddar da olabiliriz… Gururluyuz, zaman zaman kibirliyiz… Bazen…

Elisa Doolittle-Skinny Genes

Herkese günaydın. Bulutlar, yağmurlar, çakan şimşekler, mevsim normallerinin altında seyreden sıcaklıklar moralimizi bozamıyor. Çünkü bu pazartesi de içimizde güller açarak başlıyor. Baştan peşin peşin söyleyelim bu haftamız nefis geçecek 🙂 Bugünkü konuk sanatçımız Eliza Sophie Caird. Sahnelerde ise My Fair Lady müzikalinin unutulmaz karakteri Eliza Doolittle ile aynı adı kullanıyor. Bence bu takma isim kendisine…

Bir sigara hikayesi…

2004 yılı, aylardan Temmuzdu. Pebbles ile birlikte yazın o sıcak günlerinde Roma’yı turluyoruz. Ben tarih düşkünü olarak halimden çok memnunken, Pebbles açık hava müzesine benzeyen bu şehre çok da bayılmıyor.  Akşam kaldığımız pansiyonun tavsiyesiyle, mahalle içerisinde nefis bir pizzacıda yemeğimizi yiyoruz.  Ardından hem pansiyona hem de restorana çok yakın olan Vatikan’ın avlusuna doğru yol alıyoruz.…

Imelda May-Mayhem

Gelen sonbahara hiç de aldırmadan hareketli şarkılar dinlemeye devam ediyoruz. Bugün Imelda May günü. Kendisi benim çok sevdiğim İrlandalılardan biri. Imelda Mary Higham adıyla 1974 yılında Dublin’de doğmuş. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmiş. Şimdiye kadar çıkardığı 3 albümü var. İlk albümü No Turning Back’i 2005’te çıkarmış. Bu albüm çok ses getirmemiş. İkinci Albümü Love…

Caro Emerald- Deleted Scenes from the Cutting Room Floor

Her güne bir müzik diye bir seri yapardım ben bir zamanlar. Amacı beni müzik tembelliğinden kurtarıp her günü farklı seslerle geçirmemi sağlamaktı. Sonra iş, güç, tatil, tembellik bahaneleriyle yazamaz oldum bu müzik yazılarını. Şimdi hazır kış gelmişken bu güzel alışkanlığıma geri dönmek ve o gün ne dinliyorsam elimden geldiği kadar sizinle paylaşmaya devam etmek istiyorum.…

kafam çok karışık, işler biraz dolaşık

Aslında başlık yeterincesini söylüyor…. Yazacak çok bir şey de yok… Beklemekten başka yapacak bir şey yok…  Büyük ihtimalle bıraktığım noktaların ne şekilde birleşeceğini görebilmem için biraz daha zamana ihtiyaç var! Elimde olan şeyler ve elimde olmayanlar var! Her şeyi ben yönlendiremediğime göre o zaman biraz sabır. Sabır? 🙂 Eminim bütün bu saçmalıkların bir manası var.…

İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali-Şehir ve Yemek

Sevgili İstanbullular, kıskançlıktan çatır çatır çatlamak üzereyim. Neden mi? Yarından itibaren Şehir ve Yemek temalı bir edebiyat festivali başlıyor şehrinizde de ondan. Ne işim var benim Ankara’da sorusunun belki de 10.000’inci kez kafamda yankılanmasına sebep olan bir olay daha… Neyse ben kıskançlığımı bir kenara bırakıyorum ve bu festivale gidebilen bloggerlardan konuyla ilgili yazmalarını rica ediyorum.…

Spagetti ile Fırında Kabaklı Makarna…

Geçenlerde yemek yapma isteği ile dolup taştığı bir anda, tamamen spontane bir şekilde ortaya çıkan bir tarifle karşınızdayım. Derdim domates soslu makarna, bir çeşit et yemeği ve kabaklı yoğurtlu bir meze yapmaktı. Ancak ortaya beklediğimin çok üzerinde lezzetli bir fırın makarna çıktı.   Malzemeler: 1 paket spagetti makarna 4-5 tane ufak boy kabak 5-6 diş…

Ayvalık Gezi Notları 4: Cunda

Tam Cunda’ya geçecektik ki ben yazamaz oldum. O kadar yazamadım ki yazacaklar biriktikçe birikti. Hani üstüme yük, içime dert oldu. Yazmadıkça, yazamadıkça detayların aklımdan silinip gitmesine daha fazla hayıflanmamak için ha gayret diyerek oturdum bilgisayarın başına. Cunda Ayvalık bölgesinin gerçekten de özellikli ve güzel bir parçası. Öyle ki, bayram tatillerinde yerli turistlerin hınca hınç doldurduğu,…