Az önce facebookta gezinirken, ortaokul-lisedeki coğrafya öğretmenimin resmine yorum yapan çok eski bir başka tanıdık yüze rastladım: “adını unuttuğum ama kendini hiç unutmadığım Fransız edebiyatı öğretmenim Hamdi Hoca”. Hamdi Hocayı gördüğümde önce biraz afalladım ama sonra çok sevindim. Çünkü kendisine 19 sene öncesinden kalma bir özür borcum vardı ve şimdi ansızın karşıma çıkıvermişti kendisi. Hemen bir arkadaşlık isteği gönderdim.
Özrümün sebebi kıymet bilmemekten kaynaklanıyor. Sınıfta bize şiirler okuyan, sanatçı ruhlu, hem şair hem tiyatrocu, yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmayan okulun diğer hocalarından çok farklı bir mizaca sahip olan Hamdi Hoca’ya o ergenlik fırtınaları ile ne çok çektirdiğimizi bugün utanarak hatırlıyorum. Grup kararı (evet yanlış duymadınız grup kararı) alarak kendisine toplu küsme eylemi yaptığımızı, göstere göstere kopya çektiğimizi, ders dinlemeyi bırakın dersi sabote etmek için elimizden geleni yaptığımızı anımsıyorum.
Veli öğretmen görüşmesi günü geldiğinde anneme Fransızca hocasına gitmeni istemiyorum demiştim. Annem bu lafı duyar da durur mu? Okuldan girer girmez soluğu ilk Hamdi Hocanın yanında almış tabi.
Aralarında tam olarak ne konuştular bilmiyorum ancak, akşam annem eve gelip de Hamdi Hoca’nın :”lütfen epicurious’a söyleyin ben onu çok seviyorum” dediğini söylediğinde bir şeyleri yanlış yaptığımın ayırdına varmaya başlamıştım aslında. Ama tabi nafile… İnadım inat bir dönemdeydim zira!
Liseden mezun olup, özellikle de o dönemde disiplini ile ünlü çok sevgili!!! okulumuzun! baskısından kurtulup, özgür irademizle kendi doğru ve yanlışımıza karar verebildiğimiz bir döneme girince ara ara Hamdi Hocayı hatırlar oldum. Kendisi bizim okuldan ayrılmıştı. Nerede olduğu konusunda bir fikrim yoktu.
Normalde çok şımarık bir çocuk olmadığım halde bu altın kalpli öğretmene karşı takındığımız abuk subuk ruh hallerimizi, şımarıklıklarımızı ve hatta terbiyesizliklerimizi kendime açıklayamadım. Yıllar geçtikçe daha çok utandım ve bir fırsat elime geçse de o beni hatırlamasa bile ben en azından elimden geldiğince yaptığım eşekliğin farkına vardığımı dile getirebilsem diye düşündüm. İşte şimdi elime bir fırsat geçti. İlk defa sabırsızlıkla facebookta birinin benim arkadaşlık isteğimi kabul etmesini bekliyorum ve kendisine sınıfta defalarca okuması için yalvardığımız bir Ümit Yaşar Oğuzcan şiiri ile yazıyı noktalıyorum. 🙂
Milyon kere Ayten
Ben bir Ayten´dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten´li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten´e beş var
Ya da Ayten´i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten´i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten´li iki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten´i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten´i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsunÜmit Yaşar Oğuzcan
hımm bu disiplini ile meşhur okul TFL olabilir mi? nasıl bilirsin orayı? özellikle yeni okula başlayacaklar için bir tavsiye var mI? teşekkürler..
Merhaba Gezicini,
Evet bahsettiğim okul TFL. 93 mezunuyum yani ben mezun olalı nerede ise 20 sene olacak. Benim zamanımda insanı bezdirecek derecede baskıcıydılar. Sonrasında nerede ise kapısından hiç girmedim desem yeridir. Liseden mezun olduğu günü nerede ise davul zurna çaldıracak kadar büyük bir sevinçle karşılayanlardanım ben! O yüzden bu konuda çok doğru bir tespit yapmam mümkün değil. 🙂