Galata Kulesi gün boyu hem turistlerin hem de İstanbulluların uğrak noktalarından biri. Sokak müzisyenleri, onları çevreleyen izleyiciler, kuleye çıkıp manzara izlemek isteyenlerin oluşturduğu kuyruk, tıklım tıkış cafeler, kenarda oturmuş bakkaldan aldığı birayı arkadaşıyla içenlerle her dakika cümbüş yeri gibi.


İki hafta önce bir Cumartesi günü yolum Galata’ya düşünce gördüğüm kalabalık beni hayrete düşürünce ertesi sabah annemlerle buraya bir güzel kahvaltı etmeye gelelim diye düşündüm. Pazar günü sabah üşenmeden erkenden dikildik ayağa ve düştük yollara. İstikameti çevirdik Galata Kulesine. Saat 9.30’da önceden yaptırdığımız rezervasyon sayesinde beklemeden kulenin tepesindeki restorana çıktık ve pencerenin yanında kalan son masaya yerleştik. Böylece uzun ziyaretçi kuyruğunda beklemekten kurtulduğumuz gibi nefis bir manzaraya nazır gerçekten de güzel bir kahvaltı ettik.

Kuleyi çıkarken asansörleri kullanıyoruz. İndiğimiz katta Kuleyle ilgili bilgilerin yer aldığı panoları inceledikten sonra yukarıya kahvaltı salonuna çıkıyoruz. Manzara yukarıdaki gibi… Karşıda Topkapı Sarayı, Sultan Ahmet ve Aya Sofya, hava pırıl pırıl, çaylar demli… Kahvaltı açık büfe değil ama gayet zengin bir sofra.. Herşey çok keyifli… Fiyat böyle bir ortam için makul: kişi başı 40TL.


Galata Kulesi dünyanın en eski fener kulelerinden biri olarak Bizans İmparatoru Oilozus tarafından 528 yılında ahşaptan inşa ettiriliyor. 1348’de Cenevizliler tarafından yığma taştan yeniden yapılıyor. II. Bayezid zamanında yaşanan büyük depremde zarar gören kule 1510 yılında Mimar Murad Bin Hayrettin tarafından onarılmış. Bir dönem rasathane olarak kullanılmış, başka bir dönem savaş esirlerinin tutulduğu yer olmuş. IV. Murat zamanında hazırladığı kanatlarla tarihte iki kıta arasındaki ilk uçuşu gerçekleştiren Hezarfen Ahmet Çelebi Galata Kulesinden havalanıp yaklaşık 6 km uzaklıktaki Üsküdar’a inmiş. Hezarfen önce IV. Murat tarafından ödüllendirilmiş, daha sonra ise tehlikeli bulunarak Cezayire sürülmüş. 1714’te İtfaiye teşkilatının kurulmasıyla Kule’ye yeni bir görev verilmiş. Kuleye yerleştirilen gözcüler yangınla mücadele için kullanılmış ancak 1794 yangınında Kulenin kendisi de alevlerin kurbanı olmuş.
Biz kahvaltımızı ettikten sonra bir kat yukarıdaki seyir terasına çıkıp döne döne manzaranın tadını çıkarıyoruz.
İstanbul ayaklarınızın altında 🙂
Galata Kulesinden eski yarımada….
veeeee… karşınızda Topkapı Sarayı…. Çok soluk kesici değil mi ama?
Haliç Köprüsü de burada….
Biz hem kahvaltıdan hem de ortamdan çok memnun kaldık. Özellikle misafir geldiğinde götürmek için çok ideal bir mekan gibi geldi bana.. Tarihle içiçe, manzarası harika, kahvaltısı son derece tatmin edici…. Ara ara uğramak dileğiyle, yeniden gidilecekler listesine yazıyorum…
GalataGalata KulesiGalata Kulesinde KahvaltıGolden HorneHaliç ManzarasıİstanbulBunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
ben bunun böyle olcağını biliyordum. İşte sağlam İstanbul yazıları başladı. Cümle alem görsün… İstanbullular da görsün… Yazı böyle yazılır… Ellerine sağlık Epi!
Beni utandırıyorsun böyl sözlerle Oburcuğum, Marifet bende değil şehirde.. Konu, mekan, ortam o kadar zengin ki benim çok da fazla bir şey yapmam gerekmiyor aslında. Umarım vakit konusunda çok sıkıntı yaşamam da biriktirmeden gezip gördüklerimi sizinle paylaşabilirim 🙂
acelemiz yok, aheste git,keyfin daim olsun 🙂
Birlikte de yapalım… diyorum diyorum daha bir şey yapamadık… zaman yönetimi konusunda blog yazmak kadar iyi olmadığım ortada 😦 En yakın zamanda telafi etmek dileğiyle…
bu artık gelenekselleşen bir dilek oldu ama elbet bir gün yapacağız 🙂 Daha yaşımız genç 🙂
Daha da utandırma beni… Söz verip tutumamak feci bir şey… dileği yinelerken bir sonraki yazıyı sana ithaf ediyorum 🙂
aslında benim hatam,İstanbul’a gelip aramayan benim,onun için shame on me!!! Bir sonraki yazıyı merakla bekliyorum
Hemen geliyor gece bitmeden yayınlamalı 🙂
vaaay o kadar çabuk yani!!! run forrest run
Hırs yaptım 🙂
enfes yazı gerçekten..
Kudurduk okurken resmen.. Galata kulesinde tepede böyle bir olay olduğunu bilmiyorduk. Çıkıp İstanbul izlenir ve inilir diye düşünüyordum hep. Restoran olduğunu bilmiyorduk.
Yazı gerçekten harika.. İnsanın kanını kaynatıyor vallahi..
İstanbul’un en güzel mevsimi şimdiyken tez zamanda gidip deneyin derim 🙂 Araştırmaya başlayana kadar ben de bilmiyordum… Şimdiden afiyet olsun 🙂
Ben de kulede kahvaltı edilebildiğini bilmiyordum. Şimdi bu hafta ya da önümüzdeki hafta kesinlikle gidilecek demek bu. Haberdar ettiğiniz için çok teşekkürler. 🙂
Rica ederim ve Keyifli bir kahvaltı dilerim 🙂