Ev halleri: Pastel, Guaj, Gazlı, Kuru Boyalar ve Mandala….

Aralık ayının ilk günü geldi bile. Alışveriş merkezleri çam ağaçlarını çıkardılar. Yeni bir yıl yine kapıda. Havalar ise içimizdeki coşkuya inat kapalı. Hava bozdukça eve tıkılıyorum haftasonları… Tam kanepede pinekleme zamanı. O kadar zevkli ki saatlerce internette gezip, arada bir film izleyip, yemek yapmak, üzerine bir de çay demlemek, yanında bir kitap okumak… Bu aralar filmler ve kitaplar arasında dansediyorum. Hafta içi es geçtiğim kahvaltıları haftasonu ediyorum. Daha keşfedecek ne çok şey var diye düşünüp daralmıyorum ve sanırım kendime biraz zaman tanıyorum. Kendimi dinlemeye, içime dönmeye ve hayatın hızından, stresten, koşmaktan bozulan dengemi yeniden yerine oturtmaya çalışıyorum.

Ben ne yapıyorum, amacım ne, derdim ne sorularının yeniden kafamda döndüğü bir yaz geçirdim. Hayatın merkezine işi koyup fır fır etrafında döndüğüm bir yaz… Oysa ki işin benim etrafımda dönmesi gerekmiyor mu? İşte bu saçmalığı farkedince sanırım kendime bir dur dedim. O günlerde nedense içimdeki bir ses elime bir fırça alıp ne bulursam boyamam gerektiğini söylüyordu. Benim gibi resme kabiliyeti olmayan birinin içinde böyle güçlü bir duygu hissetmesi ilk etapta bana biraz saçma geldi. Üstelik canım öyle kursa falan gitmek de istemiyor… İstediğim tek şey bir fırça ve boya… İşte bu garip hislerle dolduğum bir haftasonu City’s’deki Nezih Kırtasiye’ye girdim. Hızlı hızlı rafların arasında gezinerek acaba boya malzemeleri nerededir diye aranırken bir erkek sesi “Size yardımcı olabilir miyim?” dedi. Tabi Guaj boya ve boya malzemesi almak istiyorum dedim. Adam sordu çocuk için mi diye. O anda kendim için istiyorum demeye utanıp, “Evet, çocuk için diye cevap verdim.” “Kaç yaşında?” diye sordu bu defa adam. Bir saniyeden daha kısa bir sürede kendi resim yeteneğimi düşünüp “10 yaşında” dedim. 10 yaşında bir çocuk belki de benden çok daha iyi resim çiziyordur… Ama zaten benim derdim resim yapmak değil boyamak değil miydi.  10 yaşındaki bir erkek çocuğu!!! için gerekli tüm resim malzemesini aldıktan sonra dükkanı terkettim. Niye erkek çocuğu dedin derseniz eğer yalan söylüyor olmanın verdiği huzursuzlukla olabildiğince hedefi kendimden uzaklaştırmaya çalıştım sanırım!

Eve koşarak gelip bir bardağa su doldurup açtım guaj boya tüplerini ve başladım boyamaya…. Boyadıklarım inanın bir şeye benzemiyor… Ama büyük bir meditasyon kaynağı o kesin… Aynı hafta bir arkadaşım bana mandala denilen bir şeyden bahsetti. O mandala dediğinde ben bunu önce bandana diye anlayıp kumaş mı boyuyorsun dedim!!! Anlayacağınız cehalet bende diz boyu. Biraz araştırınca mandalanın hinduizm ve budaizmde evreni temsil eden manevi ve ruhani bir sembol olduğunu öğrendim. Daire şeklindeki mandalalar içeriden dışarıya ya da dışarıdan içeriye boyanarak bir nevi meditasyon yapmanızı sağlıyormuş. Bunu duyar duymaz önce Türkiye’deki kitapçıların online sayfalarına baktım, bulamayınca Amazon’a yöneldim ve kendime çeşit çeşit, mandala ve hatta büyükler için boyama kitabı siparişi verdim. Kitaplar gelene kadar da kuru boya, pastel boya her türlü boyayı temin edip eve depoladım. Şimdilerde güzel bir müzik açıp, oturuveriyorum salondaki yemek masasına, boyuyorum da boyuyorum. Taşırmadan bütün dikkatimi vererek yaptığım bu boyama işlemi beni nerede ise hamama gidip iki kese attırmış, bütün toksinlerden arınmış gibi rahatlatıveriyor.

Denemek isterseniz illaki benim gibi internetten kitap siparişi vermek zorunda değilsiniz. Hazır mandala örneklerini internette bulup çıktısını da alabilirsiniz. Eğer aranızda resim yapmaktan korkan ama bir şekilde eline boya kalemi almak isteyenler var ise size çok tavsiye ederim. Biraz çocukluğumuza dönmenin hiç sakıncası yok 🙂

mandala

coloring

6 comments

Add Yours

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s