İş dünyasında planlama yapılırken yıllık performans genellikle üçer aylık dönemlere yayılan hedefler üzerinden ölçülür. O yıl yakalamanız gereken hedefe giden yolda hangi aksiyonların sizi hedefinize daha kolay ulaştırabileceğini saptamanız işin önemli bir kısmını oluşturur. Aksiyonları ve temel hedefinizi sürekli göz önünde tutmak ve sık aralıklarla açıp bakmak hedefe kilitlenmenizi ve ana yoldan sapmamanızı sağlar. Ayrıca kendinize koyduğunuz hedeflerin içinizde hafif bir kalp çarpıntısı yaratması da tercih sebebidir. Bu aslında hem gerçekçi ama aynı zamanda iddialı hedefler koymanızı sağlar. Şimdiye kadar yürütttüğüm bütün projelerde aynı bakış açısı ile planlama yaptım. Her zaman ilk başlangıçtaki bir kaç ay en zorlu olan dönem oldu, daha sonrasında ise arada yine sıkıntılar çıksa da herşey su gibi aktı gitti. Ben hazırlık aşamasında hızlı gitmektense sağlam adımlarla ilerlemeyi tercih edenlerdenim.
Şimdi bu tecrübeyi kendi hayatıma uygulamak istersem nasıl bir yol izlemeliyim diye düşünüyorum son 10 gündür. Yine üçer aylık hedeflerle ilerlemeye karar verdim. Ayrıca kendimde kaydettiğim gelişmeyi verisel bazda da takip etmeye kadar verdim. Kulağa çok sıkıcı geldiğini biliyorum ama aslında ilerlemeyi çizelgeler üzerinde görmek eminim ki epeyce eğlenceli de olacak.
2015’te üç konuya odaklanacağım:
1- Ruhuma iyi gelenler
2-Sağlığıma iyi gelenler
3-Cüzdanıma iyi gelenler
Bu üç konu içinde birer aksiyon planı belirleyeceğim. Aksiyonlar aslında dünya için küçük ama benim için büyük adımlar olacak. Yakın zamanda bir dergi için yapılan söyleşide ” İş hayatında şimdiye kadar aldığınız en büyük öğüt nedir? ” diye sorulmuştu bana. O zaman hiç tereddür etmeden “Roma bir günde inşa edilmedi” demiştim. İşte bu soruya verdiğim cevap yapmak istediğim değişikliklerin bir çırpıda olamayacağını zaten gösteriyor. Kalkı ki alışkanlıkları ve davranışları değiştirmek aslında gerçekten çok zor. Çok basit bir durum karşısında verdiğimiz tepkiler ve verdiğimiz kararlar aslında kendi içerisinde bir bütün ve tutarlılık segiliyor. Çoğu zaman itiraf etmesek de aslında alışkanlıklarımızı – iyi ya da kötü- çok seviyoruz. Bazılarının bize zarar verdiğini bile bile yapmaya devam ediyoruz. Bu alışkanlıkları çok da iyi gitmeyen bir aşk ilişkisine benzetebiliriz. Aslında iki taraf da mutlu değil ama nedese bir türlü o adımı atıp da birbirlerinden ayrılamıyorlar. Alışkanlık ve aşk konusunda önemli de bir fark var. Burada ben kendi kendimle baş başayım aslında. Yani bu konuda müzakere etmem gereken kişi sadece benim. Dolayısı ile kendi Roma’mı inşa etmek için zaman zaman gıdım gıdım ilerleyeceğim. İlk etapta yaptıklarım görünmeyecek, benim için bir şey ifade etmeyecek. Ancak eğer sabredersem ve gerekli azim ve inançla hedefe kitlenirsem bir kaç ay sonunda attığım o minik minik adımların sonuçlarını almaya başlayacağım.
Tüm bunları buraya yazıyor olmamın ve bunu “40 Yaş Projesi” adı altında yapıyor olmamın en önemli sebebi, kendime bu konuda bir zorunluluk yaratma isteği. Ne demişler söz uçar, yazı kalır. Bir süre önce farkettim ki en çok kendime verdiğim sözleri tutmuyorum. Başkalarına verdiğim sözleri tutmam her zaman daha kolay. Çünkü bir başka insana verdiğim sözü tutmamanın verdiği manevi ağırlık büyük. Bunu besleyen şeylerden biri de sözünü tutmamaktan duyulan utanma duygusu. İşte tüm bu planlarımı blogda ifşa ediyorum ki bunlar sadece gecenin bir saati aklımdan geçen iyi niyet dilekleri olarak kalmasın ve gerçekten hayata geçirmemi kolaylaştırsın.
“40 Yaş Projesini” uygulamak için bambaşka bir isimle ve adresle yeni bir blog açsa idim kendime verdiğim bu sözleri tutmamam daha kolay olabilirdi. Düşünsenize kimsenin okumadığı bir blog sayfası. Daha bugün gelmiş ilk yazısı ve kimsenin haberi yok. Web’in derinliklerinde ışıltısı az siyah bir nokta. Oysa burası öyle değil. Çok fazla takipçisi olan bir blog değil belki burası ama biliyorum ki takip edenler var. Benim takip ettiklerim de var. Çok olmasa da zaman zaman yorumlar üzerinden haberleştiklerimiz var. İşte onlara karşı da kendimi mahçup hissetmek istemediğim için yazmak istedim bütün bunları.
Uzun zamandır çok fazla kendimle alakalı düşünemediğimden olsa gerek buraya yazdığım kişisel yazıların sayısı epeyce azalmıştı. Genellikle bir günlük gibi, izlenen filmler, okunan kitaplar, seyahat edilen yerlerden bahseden bir blog olmuştu burası. Biraz daha kişisel yazılar yazmaya cesaret etmek de benim hedeflerim arasında bu yıl. İlk kez blog yazmaya başladığımda tek amacım kişisel tarihçemi kayıt altına almaktı. Zamanla internetteki Türkçe kaynakların azlığını fark ettikçe biraz daha bilgi içeren, havadan sudan da yazsam seyahat ettiğim, yemek yediğim yerleri burada paylaşmaya gayret ettim. Bilginin paylaştıkça çoğaldığına duyduğum inanç da bunu sonuna kadar destekledi. Ama bu yıl biraz daha benden yazılar yazmak istiyorum. Hayat ne de olsa sadece tatillerde ve güzel sofralarda geçmiyor. Yazı yazmaya fırsat bulamadığım vakitlerde de yazabilmek önemli aslında. Bezgin bezgin internette saatlerce gezinmek yerine buraya daha fazla vakit ayırabilirim diye düşünüyorum.
Yeni yılın ilk sabahında benim kendime söyleyeceklerim bunlar. “40 Yaş Projesi” ile ilgili olarak yazılar gelmeye devam edecek. ilk etabı 365 gün olan bu projenin ikinci aşaması ise seneye tam bu gün başlayacak. Ne de olsa 40 yaşından sonra zaten hiç yaş almayacağım! 😉 Herkese keyif dolu, bugün aldığı kararları uygulayabildiği bir sene diliyorum.
Uzun zamandir yazilarinizi keyifle takip ediyorum ve bir suru guzel fikir ediniyorum. Sanirim ilk defa yorum yaziyorum cunku en begendigim yazi bu oldu. 40 yas projesine ben de baslayacagim (38im tam) ve serinin devamini merakla bekliyorum. Umarim 3 konuda da nefes kesen guzelliklerle desteklenir hedefe yurudugunuz yol 🙂
Sevgiler
Merhaba Banu,
Desteğiniz ve motive eden sözler için çok teşekkürler 🙂 Umarım, yüzümü kara çıkarmaksızın eğlenceli yollar bularak planladığım temel hayat değişikliklerini yapabilirim 🙂 İnanın ben de heyecan içerisindeyim ve merakla bekliyorum neler yapabileceğimi 🙂 Sevgiler,
Nekadar güzel insanın yeni yıla girmeden hedefler,amaçlar belirlemesi. Uygulayabilmesi. şu işi bi de ben yapabilseydim keşke. yani aslında benim engellerim çok. başta da işimin şartları
geçen yıl planladığım 2 seyahate çıkmak istiyordum ama yapamadım mesela. hedef koyup yapamamak daha üzücü oldu nedense bende. bu yıl akışına bırakacağım sanırım. Ama sizi destekliyorum. umarım planlarınız diledikleriniz gerçekleşir. iyi yıllar
Serap.