Browse by:

Ankara Sulu Han-Ulus

Sıhhiye’den aşağısına geçmeye karar verdiğimden beri eski Ankara ile ilgili bulduğum her şeyi okuyorum. Tarih, mimari, şehir plancılığı iç içe geçmiş yazılarda bunca yıldır yaşayıp da aslında pek de tanımadığım Ankara ile bir kere daha tanışıyoruz. Okuduktan sonra genelde içimi garip bir hüzün kaplıyor.  Sebebi, pek çok tarihi yapıyı modernleşme, kentleşme adına yıkmış olmamızdan kaynaklanıyor. …

Site hayatı, güvenlikli yaşam, çiçekli balkonlar

Neredeyse 10 aydır yaşadığımız yeni evimize gören bayılıyor. Neden mi? Çünkü site içerisinde, çünkü güvenli, hatta o kadar güvenli ki neredeyse bizi de içeri almayacaklar. Bir süre önce insanlarla mümkün olduğunca az muhatap olacağım, kapıcısıyla, komşusuyla uğraşmayacağım, çok daireli bir apartmanda oturma hayallerim vardı. Karma bu ya istediğim oldu. 103 daireli bir apartmanda kim kime dumduma…

Biraz da tasarım…

Bugün o sayfadan bu sayfaya gezinirken çok cici bir tasarım sitesi buldum: French Bull Laptop bilgisayarlarımızı şu aşağıdaki cici şeylerin içerisine koysak nasıl olur? Şahsen ben sağdakinin takım elbise ile işte bile kullanılabileceğini düşünüyorum.  Çok beğendim 🙂 french bulllaptop çantası

çantanızın içi dağılmasın

Geçenlerde yazdığım çanta askısı yazılarının üzerine 2 gün önce akşam internette gezerken bir çanta organizer gördüm. Bavul gibi çantalar moda olduğundan beri çantanın içinde aradığım şeyi bulmak bir mesele.  Çantamın içini çok dolduran biri de sayılmam. Ama yine de bazen çalan bir cep telefonunu bile çantadan bulup çıkarmak dakikalar alabiliyor. İşte nereye koydum çilesine son verecek bir…

Çanta askısı

Çanta askısı diye birşey varmış, çok kullanışlıymış, bara gittim, bistro masanın altında çanta askısı yok napıcam derdini ortadan kaldırırmış, çok da şıkmış, en kısa zamanda bir tane edinmek, hatta arkadaşlara da hediye etmek lazımmış. çanta askısıhırsızlığa son

Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı var mıdır? Bu fincanlarda ikram edildiyse evet vardır

Türk kahvesini bir çocuklar sever bir de yaşı otuzu geçenler. Çocukken büyükler tarafından çok hoş karşılanmadığı için Türk kahvesi içmek benim için önemli birşeydi. Tabi ki şekerli olmalıydı benim kahvem. Nişanlımın kara olacağını umursamadan büyüklerin fincanları doldurulduktan sonra cezvenin dibinde kalanı çaktırmadan mideye indiriverirdim. Üstelik Türk kahvesinin pişirdikçe çoğalan bir şey olduğuna inanırdım. Nasıl mı?…

Yulia Brodskaya

Az evvel internette oradan oraya gezerken inanılmaz bir tasarımcı keşfettim. Adı Yulia Brodskaya. Rus asıllı bir tasarımcı. Sayfasında gezinirken kendimden geçtim diyebilirim.Yulia’nın kağıtları keserek oluşturduğu bu illüstrasyonlar, grafikler gerçekten harika.