Browse by:

Son zamanlarda izlediklerim….

Bu aralar vaktimin çoğu internette bir şeyler arayarak, izlemediğim filmleri, dinlemediğim müzikleri bulup indirerek geçiyor. Sabah kalkıp biraz film sonra biraz kitap, sonra biraz internet, ardından bir film daha şeklini alan bu döngüden o kadar mutluyum ki kimse bana dokunmasa şöyle bir 2-3 ay kadar daha evde bu şekilde yaşamaya devam edebilirim. Öte yandan bu…

Letters To Juliet

Bu haftasonu güzel geçti… Yorulduk ama değdi. Eğlenceye Cuma akşamından başladığımız için Pazar gününü de havanın soğumasını bahane ederek evde film keyfine ayırabildim. İlk filmimiz Letters to Juliet. Romantik komedi tarzındaki filmimiz 2010 yılı yapımı. IMDb puanı 6.3. Özellikle moralsiz olduğunuz, yüzünüze bir gülümseme yerleştirmekte zorlandığınız bir günde izlemekten keyif alacağınız bir film. Senaryosu gerçekçi olmamakla birlikte inanmak isteyeceğiniz yarı masal kıvamında yazılmış.…

Because I said so!

Pazar akşamı üzerimdeki gerginliği gören Adam seni romantik komedi filmi paklar, sana en son getirdiğim filmi izlesene dedi. Adamcağız ne yapsın? Ben bütün gün çemkirir pozisyonumu almış bela çıkarmaya uğraşırken o da beni yumuşatmanın yollarını arıyor tabi… Sımsıcak  bir duş üstüne sıkı bir yemek, kahve ve bir iki tane madlen çikolatanın ardından biraz sakinleştim sanırım 🙂…

jeu d’enfants- love me if you dare

Pazar akşamı kendime özel düzenlediğim sinema kuşağında bu defa Jeu d’enfant ya da İngilizce ismi ile Love Me If You Dare  vardı. Film beni özellikle ilk yarısında gülmekten kırdı geçirdi. Annesi kanser hastası olan Julien ve ele avuca sığmaz, kararlılığı bakışlarından belli Sophie’nin başlattığı var mısın yok musun oyunu üzerine kurulu filmi ister bir aşk hikayesi olsun ister…

Filmler, ikinci posta… 500 days of summer, cadillac records ve diğerleri

Hava Ankara’da o kadar sıcak ki, ne dışarı çıkmak, ne fazla atraksiyonda bulunmak içimden gelmiyor. Hani o kadar ki bira bile içesim yok. Çünkü dışarıda genelde yaprak bile kıpırdamıyor. Serin esintili yaz akşamlarını özlerken ben elimde yarım litrelik su tercihen buzluktan çıkmış su şişesi, üzerimde rahat bir şeyler, mümkün mertebe yerimden kıpırdamadan  film izliyorum. İşte bugünün film menüsü:…

sıcak yaz akşamlarına uygun hafif filmler…

Yazmayalı 20 gün olmuş neredeyse. Bu 20 günde bir taraftan Ankara sıcağıyla mücadele ederken  bir yandan yaz ortasında üstüste gelen heyetlerle ilgilenip, iş yemekleri ve bütçe meseleleriyle ilgilendim. Şu an ortalık sakin. Uzun zamandır hiç olmadığı kadar. Ama biliyorum ki Pazartesi günü yine kaldığımız yerden devam edeceğiz. İşte bu yoğun günlerin akşamlarında aklımı boşaltıp, yayılarak yapmaktasn hoşlandığıum…

iki film daha

Dün gece izlediklerime iki film daha eklendi. Havaya, suya çok fazla bir şeye dokunmayan iki romantik komedi filmi daha. İlki “17 Again”, ya da Türkiye’deki sinemalarda gösterildiği hali ile “Yeniden 17”.  30lu yaşlarının ikinci yarısında olan, liseden de mezuın olalı 20 sene olmuş bir adamın yeniden 17 yaşına döndüğünü düşünün. Mike O’Donnell 17 yaşında bir lise basketbol…