Nostaljik Boğaz Turu ile Anadolu Kavağına

Sıcaklar bastırmadan önceydi, aslına o sıcaklardan önce de yağmurlar vardı İstanbul’da. Öyle yağmurlardı ki bunlar, hiç beklemediğim bir anda caddenin orta yerinde indiriverince bir laptopa maloldu bana 🙂 Siz siz olun sakın ıslanan bilgisayarınızı acaba çalışacak mı diyerek açmaya çalışmayın. Bizim ITciler açmaya uğraşacağına bir çuval pirincin içine koyup bir hafta ellemeseydin dediler bana! Neyse efendim uzun lafın kısası, bir haftasonu havanın da nefis olacağının müjdesini almışken dedik ki durmayalım nostaljik boğaz turu yapalım. İstanbul’da Şehir Hatları iki tür boğaz turu seçeneği sunuyor bize. Biri uzun biri kısa. Biz tabi uzun olanını tercih ettik. Yaklaşık tam bir gününüzü alan bir tur bu. Gerçekten çok keyifli, fotoğraf çekmek isteyenler için birebir. Eminönünden kalkıyor. Bu yolculukta en önemlisi iyi bir yere oturmak. O yüzden son dakikada gelmeyip erkenden teknedeki yerinizi almanız tavsiye olunur.  Kişi başı ücret 2012 yaz sezonu için 25 TL. Biletler de çok hoş.. Cidden adı gibi nostaljik…

Eminönü’nden kalkan vapur sırasıyla Beşiktaş, Kanlıca, Sarıyer ve Rumeli Kavağı’nın ardından Anadolu Kavağı’na uğrayarak yaklaşık 2,5- 3 saatlik bir mola verdik. O kadar çok fotoğraf çektim ki bloga koymak için seçerken çok zorlandım. En sonunda seçmeyip, beğendiklerimin hepsini koymak istedim.

Dolmabahçe Sarayı… dantel gibi, ince, zarif…

Boğazda bir balıkçı….

Esma Sultan Yalısı…

ve adını şimdilik bilemediğim diğer boğaz yalıları.. hepsi çok güzeller, nasılda poz veriyorlar bize…

Rumeli Hisarı göründü bile….

Anadolu Kavağı tam bir balıkçı kasabası. İstanbul’da hafta sonları her yerdeki sorun burada da mevcut. Aşırı bir kalabalık var. Balık restoranları maalesef boğazın taze balıkları yerine dondurulmuş balık satılıyorlar çoğunlukla. O yüzden bence yemek açısından çok fazla bir şey beklenmemeli. Standart menüler tüm restoranlarda mevcut. Ancak boğazın diğer bölgelerine göre daha temiz kalan bu görece bakir bölgenin midyesinin İstanbul’un en iyi midyesi olduğu söyleniyor. Yaklaşan vapuru balık restoranlarının garsonları el sallayarak karşılıyorlar.

İşin daha ilginç olan tarafı vapurda nerede ise hiç Türk yok. Sanırım bundan dolayı uzun boğaz turunu yapan vapura turist vapuru diyorlar. Yoros Kalesi aslında bir Bizans kalesi ancak uzun süre Cenevizlilerin egemenliğinde kalmış.  Kalenin üzerinde Cenevizlilerden kalma armaları  görüyoruz rahatlıkla. Yolu zahmetli. Ancak oraya kadar gitmişken tepeye kadar çıkmadan da olmaz. Bir yanınızda Boğaz diğer yanınızda Karadeniz. Cidden nefis.

Bu sefer yazı az fotoğraf bol oldu. Bu sefer diyorum çünkü aslında planım  Murat Belge ile Boğaz Yalıları turuna gittikten sonra size bu yazıyı yazabilmekti. Tura kayıt yaptırıp, haftalarca heyecanla bekledikten sonra maalesef aynı haftasonunu işe ayırmam gerekince  resimlerini çektiğim güzelim yalıların hikayesi başka bir yazıya kaldı. Umarım arayı uzatmadan hem bu tadının damağımda kalacağına gönülden inandığım tura katılabilirim hem de ikinci bir boğaziçi yazısı ile karşınızda olurum. Şimdilik bu kadar… Herkese iyi haftalar… 🙂

1 comment

Add Yours

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s