Ejderhaların Yuvasına Yolculuk: Ha Long Körfezi

Türkiye denince yabancıların aklına ilk gelen şeylerden birinin Efes olması gibi Vietnam deyince de pek çoklarının aklına ilk ve belki de tek Ha Long Körfezi geliyor. Burası 1500 kilometre kareye yayılan, 2000 kadar kuleye benzer üzeri yeşil bitki örtüsü ile kaplı adacığın bulunduğu karstik bir topoğrafya ve 2011’de yenilenen dünyanın yedi harikası listesine giren bir cennet parçası. Adaların yarıya yakına isim verilmiş ancak konaklamak mümkün değil. Her yıl 12-13 milyon turist burayı ziyaret ediyor ve kimi günübirlik, kimi de 1 ya da 2 gece konaklamalı turlarla körfezi geziyor.

Cruise tekneleri çeşit çeşit ve her bütçeye uygun seçenekler var. Cruise teknesi kıvamındaki bu tekneler gayet konforlu, balkonlu, camdan yattığınız yerden körfez manzarasını izleyebildiğiniz tekneler. Biz bir gece konaklamalı bir tura katıldık, şanslıydık ki Ha Long’u hem güneşli hem de yağmurlu havada görebildik. İkisi hakkında da bir fikrimiz oldu. Eğer kaldığınız tekne büyük bir tekne ise, limana yanaşabilen daha ufak teknelerle sizin asıl teknenize ulaşımınız sağlanıyor. Bizi de daha ufak bir tekne ile asıl teknemize taşıdılar. Gemiye girişte birer bardak güzel meyve suyuyla karşılandık.

Teknemiz La Casta Cruise en üst katında terası olan, alttaki iki katta da odaları bulunan, banyoları büyük, gerçekten normal bir otel odasına benzer odaları olan bir tekne idi. İsteyenler için daha da büyük suit odalar da vardı. Teknede öğle yemekleri açık büfe, akşam yemekleri set menü üzerinden servis ediliyordu. Yemek konusunda da hiç zorluk çekmedik aksine rahat ettik.

Yine de odalardaki alanın kısıtlı olduğunu göz önünde tutmak ve gemiye az eşya getirmek iyi bir fikir sanırım. Biz toplamda 40 gün sürecek bir seyahate gittiğimiz için birer orta boy birer de kabin boy valizle seyahat ediyorduk. Gemiye geçerken büyük valizlerimizi karada, tur otobüsünde bıraktık, sadece kabin bol valizlerimizi yanımıza aldık.

Teknede Minicik bir havuz, ayrıca SPA hizmeti vardı. Gündüzleri kano, mağara turu, gözlem noktalarına tırmanış gibi aktiviteler düzenliyor tekneler. Sabahları Tai Chi dersi, öğleden sonraları ise Vietnam mutfağından bir tarifi misafirlere öğrettikleri mutfak dersleri oluyor. Teknede seyahat gerçekten huzur veren bir şey. Manzara her daim güzel. Hiç bir şey yapmasanız bile suyun üzerinde olmak, suya bakmak insanı çok dinlendiriyor.

Gelelim Ha Long Körfezinin hikayesine; bir varmış, bir yokmuş, Yeşim İmparatorunun göklere hükmettiği zamanlarmış, Vietnam kendi birliğini kurarak, içerde huzuru, dışarda güvenliği sağlamak için çabalıyormuş. Vietnam’ın düşman istilası tehdidi ile karşı karşıya kaldığını göre Yeşim İmparatoru Vietnam’ın yakarışlarını duyarak bir anne ejderhayı, çocukları ile birlikte Ha Long Körfezine göndermiş. Ejderhaların indiği yer de körfezde yarıklar oluşmuş bu yarıklar sularla dolmuş, buna karşılık bazı tepecikler de yükselmiş suyun üstüne çıkmış. Ejderhalar, Körfezde düşmanların üzerine yeşim ve zümrüt taşları atarak yenilgiye uğratmışlar ve Vietnamdan kovmuşlar. O günden sonra bu yeşim taşı rengindeki suların üzerinden yükselen tepeciklerin olduğu bölgeye Alçalan Ejderha anlamına gelen Ha Long Körfezi denmiş.

Buradaki bir enteresan konu İngilizcesi Jade Emperor olan ve Vietnamlıların koruyucusu olan bu imparator aslında Vietnam değil Çin Mitolojisinin önemli unsurlarından biri. Efsanede anlatılan düşman da muhtemelen yine Çin!!!

Jeolojik açından baktığınızda, 500 milyon yıl yaşında olduğu tahmin edilen Ha Long körfezinin tektonik hareketler yüzünden deniz tabanındaki kayalıkların deniz seviyesinin üzerine yükselmesiyle oluştuğu söyleniyor. Deniz ve yağmur suları bu zümrüt ve yeşim taşı rengindeki kireçtaşı kayalıkları aşındıra aşındıra hiç biri birbirine benzemeyen ve güzel manzaralar sunan bu dünya harikası ortaya çıkıyor.

Körfez gerçekten iyi güzel ama hakkında pek söylenmeyenler de var. Öncelikle, körfezin kara tarafı bir beton yığını. Tekneye binebilmek için beklediğiniz limanın arkası rezidans tarzında alçak katlı binalarla dolu. Hepsi yeni inşaat ve dip dibe inşa edilmişler. Tanıdık geldi mi size de? Öncesinde gördüğünüz manzaralar da aslında bir doğal güzellik harikasına yaklaştığınızı hissettirmekten çok yeni gelişen bir sanayi kasabasına geldiğiniz yönünde. Körfez suyu muhtemelen kara tarafındaki hoyrat kullanım sebebiyle kirli. Kano yapılır ama yüzülecek gibi değil.

Ha Long Körfezinde havanın açık olduğu zamana denk gelmek sanırım tam bir şans işi ve hava kötüyse keyif kesinlikle azalıyor. Biz teknedeki ilk günümüzde ışıl ışıl güneşli bir havada bol bol manzara izledik. Kano ve diğer aktivitelere de gitmedik. Ertesi gün zaten hava öylesine bozdu ki rüzgarlı ve çok ıslak bir havada dışarıda olmak yerine içeride oturmayı tercih ettik.

Özetle, Vietnama her gelen fani mutlaka Ha Long körfezini görecektir. Kafanızda çok aşırı abartmadan gelirseniz daha mutlu ayrılırsınız. İyi bir gemide kalırsanız kendinize güzel bir hatıra bırakırsınız.

Yorum bırakın