Browse by:

Kısa bir GAP Gezisinden Notlar 2: Göbekli Tepe, Harran, Urfa ve Halfeti

Sonunda yaz gelmişken, üstelik sıcaklar bizi yavaş yavaş bunaltıyorken nereden çıktı bu GAP yazıları diye düşünüyorum. Tahmin etmesi çok zor değil tabi çünkü bunların hepsi tembellikten. Aylardır buralara uğramamak için çok güzel bahanelerim oldu. Hayatımız yeniden çok büyük değişimlerin eşiğinde. Hepsi güzel şeyler. Ama sonra anlatacağım bunları birer birer. Üstelik GAP gezisinin ardından 2 güzel…

Kısa bir GAP Gezisinden Notlar 1: Adıyaman ve Nemrut

Türkiye’nin doğusunu keşfetmek için bu kadar yıl neden beklemişim acaba? Yine de ne mutluyum ki, Avrupa’nın belli ülkelerini kendi ülkemden daha iyi bildiğim yıllar yavaş yavaş geride kalıyor ve artık her fırsatta 783 bin kilometre kare yüzölçümüne sahip Türkiye’nin başka bölgelerini, yörelerini, insanlarını, yemeklerini, mimarisini keşfedebiliyorum. Yavaş yavaş ilerleyen bu sürecin her yeni bölümü bir heyecan…

Kapadokya Gezi Notları 2: Göreme Açık Hava Müzesi, Ürgüp, Zelve Açık Hava Müzesi, Paşabağ

Arayı uzatmayacağı derken yine aradan 3 haftadan fazla zaman geçmiş. 3 haftada nerede ise bir kamyon şoförü kadar yol gittim, akşamları da bilgisayar başında nöbetteydim. Nisan ayı da pek istediğim gibi geçmedi ancak güzel ve kalıcı projelere imza attık. O yüzden bu defa kendimi çok suçlayamıyorum.  Gelelim Kapadokya seyahatinin devamına.  İlk gün yakalandığımız karlı havanın…

Kapadokya Gezi Notları 1: Göreme Maccan Cave Hotel, Derinkuyu, Belisırma, Topdeck Cave Restaurant

Türk Hava Yollarının haber bültenine epeyce zamandır üyeyim. Ne zaman biletler indirime girse, yolculuk tarihine çok olup olmadığına bakmaksızın iki bilet kapmaktan kendimi alamıyorum. Hatta öyle ki Biletix ile birlikte en sık ziyaret ettiğim sitelerden biri THY anasayfası. Neden sadece THY diyecek olursanız, hem mil biriktirip, harcayabiliyorum, ayrıca zaten normalde de çok uçtuğum için CIP…

Londra’da lezzet durakları 1: Barrafina Soho

Geçtiğimiz sene Temmuz ayında iş için yolum Londra’ya düştüğünde bir iki gün önceden gidip haftasonunu da oraya geçirmeye karar vermiştim. En son Londra ziyaretimin üzerinden nerede ise iki buçuk sene geçmiş, güzelim şehir burnumda tüter olmuştu. Bir şehirde uzun zaman geçirdikten sonra ayrılsanız dahi her yeni ziyaretinizde sanki hiç gitmemiş, yıllardır orada yaşıyormuşsunuz hissini size…

Kıbrıs gezi notları: Girne 2

Uzun bir aradan sonra yine buradayım. Bu geçtiğimiz 4 haftada o kadar çok şey oldu ki yine bana Kıbrıs  seyahati bundan aylar önceydi gibi geliyor. Bir yandan İstanbul’da hayat son hızla akarken araya giren iş seyahatleri bende sanki 2-3 hayatı aynı anda yaşıyormuşum hissini uyandırmaya devam ediyor. Kendimi kopyalamak istiyorum sıklıkla. Biri iş için seyahat…

Kıbrıs gezi notları- Girne 1

Kıbrıs benim gözümde her zaman ünlülerin gidip kumar oynadıkları bir yer olmuştu. Kumar daha önce Macau yazısında da bahsettiğim gibi beni hiç mi hiç cezbeden bir şey değil. Hatta bu uğurda harcanan savurulan zamana da, paraya da çok acıyorum ben. Kıbrıs’tan uzak durmamın sebeplerinden biri de sıcak denizlerden ziyade serin suları tercih etmiş olmam olabilir.…

Kıbrıs gezi notları- Mağusa

Bu yaz tatil yapamadım diye içten içe sıkılıp dururken belki de yılın son tatil fırsatını yakalayıp Kıbrıs’a kaçıverdik Adam’la birlikte. O kadar kısa bir zaman içerisinde ve o kadar da emin olamadan ayarladık ki herşeyi kafamda çok da fazla bir şeyi büyütmeden uçağa biniverdik. Atatürk Havalimanından kalkan uçağımız bir saat 20 dakika sonra Lefkoşa’ya inmişti…

Macau’da bir gün: kumarhaneler ve tarihi şehir merkezi

Hong Kong’daki son günümüzde dönüş uçağımız gece yarısı olunca acaba ne yapabiliriz diye düşündükten sonra Macau’ya gitmeye karar verdik. Macau ve Hong Kong arasında nerede ise her saatte kalkan feribotlar var. Tıpkı Hong Kong gibi Macau’da Türk vatandaşlarına 30 güne kadar vizesiz giriş imkanı tanıyor. Pasaportunuzu yanınıza almayı unutmamanız ve girişte verdikleri kısa formu doldurmanız…

Hong Kong Gezi Notları- 2

Hong Kong’daki ikinci sabahımda kahvaltı ettikten sonra metroya binip Lantau Adasının yolunu tutuyorum. Metroya binerken bastığınız Octopus Kartını bir de inerken okutuyorsunuz. Böylece bilet ücreti mesafeye göre hesaplanarak hesabınızdan düşüyor. Sıkıntısız bir şekilde adaya ulaşıyorum ancak bu yolcuğuğun en heyecanlı kısmını oluşturan ve Büyük Buda Heykelinin yer aldığı tepeye yapılacak 25 dakikalık teleferik yolculuğu yalan…