Kraliçe Lear- Bir Yıldız Kenter Masalı

Bu sezon Devlet Tiyatrolarının sıkı takipçisi olduğumuz gibi düzenlenen festivaller kapsamında ayağımıza gelen fırsatları da kaçırmamaya çalışıyoruz. O yüzden geçenlerde bizim ekürimizin dişi üyesinden gelen Yıldız kenter izlemeye gidelim mi? teklifini hiç kaçırmadan kabul ettik. Aslında bu oyunu Budapeşte’ye gitmeden evvel izledik ancak yol hazırlığı vs. derken yazı geç bir vakte kaldı. Ancak geç olsun da güç olmasın mantığından hareketle sizlere bu oyunu aktarmadan edemezdim. O yüzden, aklımdaki detaylar daha fazla uçup gitmeden Budapeşte yazılarının arasına bu yazıyı sıkıştırmak farz oldu.

Yıldız Kenter’i sahnede hiç izlememiş biri olarak oyuna gitmeden önce beklentimi ne düzeyde tutmam gerektiğini pek de bilmiyordum. Etki altında kalmamak için de gitmeden önce oyun hakkında  okumadım ve araştırmadım.  Okusam bir şey değişir miydi bilmiyorum lakin oyun cidden nefisti. O yüzden eğer İstanbul’da iseniz zaten şanslısınız ancak olur da bulunduğunuz şehre gelir ise sakın kaçırmayın derim.

Yıldız Kenter öncelikle gösterdiği performansla büyülüyor seyirciyi. Netice itibarı ile artık genç sayılamayacak yaşta olmasına karşın sahnedeki enerjisi ile aslında hepimizden genç olduğunu da gösterdi. Sahnede amuda kalkması  en akılda kalabilecek görüntülerin başında gelirken zarafetinden zerre kadar ödün vermediğini de söylemek gerek. Zira amuda kalkan ben olsaydım o kadar zarif durur muydum pek emin değilim.

2009 yılından bu yana sergilenen oyunda üç temel karakter var. Yıldız Kenter, Kraliçe Lear oyununu sadece kadın oyunculardan oluşan bir kadro ile sahneye koymayı düşünen tecrübeli ve yaşını da almış  oyuncu Jane’i canlandırıyor. Oyunda kendisinin iç sesi olan Çellist ise sessiz kalmasına karşın başarılı mimikleri ve vücut diliyle Kenter’e eşlik ediyor. Bir de genç kız var. İzleyicilerin Adını Feriha Koydum dizisinden hatırlayacakları Sedef Şahin- Cansu canlandırıyor bu genç kızı. Sedef şahin’in dizideki rolü ile oyundaki rolü arasında pek çok paralellik var idi. Her ikisinde de annesini kaybetmiş, babası ile yaşayan genç kız karakterini canlandırıyordu. O yüzden ben sahnede Adına Feriha Koydum’daki Cansu ile aynı karakteri izliyorum diye düşündüm. Öte yandan Sedef’in daha çok genç olduğunu göz önünde tutarsak Yıldız Kenter gibi bir aktris ile aynı sahneyi paylaşmanın ona önümüzdeki yıllar açısından büyük deneyim katacağı tartışılmaz.

Oyundaki genç kız henüz lise öğrencisi, hafızası yavaş yavaş zayıflayan Jane’e oyun provaları esnasında yardımcı oluyor. Ancak pek de istekli değil aslında. Elinden cep telefonu düşmüyor. Aklı sürekli alışverişte ve arkadaşları ile dışarıda vakit geçirmekte. Yaşlılık kavramı kendisine çok uzak. Öyle ki hiç acımadan kullanıyor bu kelimeyi. Jane bil bakalım kaç yaşındayım dediğinde umarsızca 80 diyor. Jane ise bir daha biri senden yaşını tahmin etmeni istediğinde mutlaka düşündüğünden daha azını söyle diyor.  “Eğer söz konusu kişi 100 yaşında görünüyorsa 60 de mesela” diyor. 🙂

Kenter’in iç sesiyle yaptığı konuşmalara şahit olan Sedef onun deli olduğuna kanaat getirip “ben sana yardım edemem senin profesyonel yardım alman gerek diyerek kadıncağızı terk ediyor. Gelin görün ki aradan çok zaman geçmeden genç kız yeniden prova çalışmalarına gelmeye başlıyor.

Oyunda kuşak çatışması, anlayış ve sevgi kavramları gözümüzün içine sokulmadan tatlı esprilerle veriliyor. Özellikle bir cep telefonu sahnesi var ki, telefonu açınca hemen hemen hepimizin karşımızdakine “neredesin?” diye sorduğunu hatırlatıp, sorunun anlamsızlığı karşısında gülümsememize neden oluyor.

Sözün özü oyun harika. Lütfen elinize fırsat geçerse bu muhteşem kadını izleyin, sakın ihmal etmeyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s