Sonu gelmeyen Budapeşte yazılarının bu sayısını mavi Tuna nehri üzerinde güzel manzaralı bir akşam yemeğine ayırdım. Bu yemekli tekne turu benim için büyük şans oldu zira akşamlarımızı programın sosyal faaliyetlerine ayırmak zorunda olduğumuz için eğer organizatörler tekne turuna programda yer vermeselerdi muhteşem manzalarla dolu Budapeşte gecesini görememiş olacaktım.
İşte teknemiz…
Ben menüde çorba olarak gulaş beklerken kremalı biber çorbası geldi karşımıza. O nedenle gulaş yemeği bir başka akşama erteledik. Bu kremalı ve bizim çorbalara kıyasla daha sıvı nitelikteki çorba masadakilerce beğenilmedi ancak ben sevdim.
Ana yemek olarak bir Macar spesiyali olan dana bonfile üzerine kaz ciğeri geldi. Fena değildi ancak bir sonraki akşam adını daha sonra açıklayacağım restoranda yediğimiz çok daha lezizdi. Kaz ciğerinin tıpkı Fransız mutfağında olduğu gibi Macar mutfağında da önemli bir yeri var. Ancak Macarların tercihi sürülebilir kaz ya da ördek ciğeri ezmesi yerine bildiğiniz ciğeri daha etinin üzerine doğrudan koyup yemek.
Ardından gelen tatlı ise çok fazla iz bırakacak cinsten değil.
Şimdi yemeği bırakarak teknenin dışındaki manzara ile gözlerimizi şenlendirelim… Gece ışıkları altında Budapeşte gerçekten de bir başka güzel…
İşte Parlamento Binası…
Aslanlı Köprü…
Balıkçılar Tabyası ve Matyas Kilisesi…
Aslanlı Köprü ve Kraliyet Sarayı…
Macar dansçılar ve Aslanlı Köprü…
Kraliyet Sarayı…
Sizce de manzaralar yemeklerden daha doyurucu değil mi? 🙂
Parlamento Binasını gece fotoğraflarını çok beğendim.Gecenin mavisi ise muhteşem .
Sanırım şansım epey yaver gitti ki hava o gece çok açıktı, is sis yoktu. Ben geminin terasına fotoğraf çekmeye çıktıktan sonra geminin yarısı peşimden geldi. Herkes için çok güzel fotoğraflarla dolu bir gece oldu 🙂
Budapeste gundel harikada fiyatlari biraz zorlamakta ziyaretcileri. Ancak avrupanin en onde gelen yemek gurmelerinin ugrak yeri.
Benim taysiyemde nacizane gundelin ortak mutfagi niteligindeki bizim turk Budapeste rehberinin gosterdigi gundelin hemen arkasindaki lezzet konagi