Uçağımız Malaga’ya indikten sonra havalimanının dışında kendimize glemke için bir 10-15 dakika kadar oturduktan sonra, trenle şehir merkezine geldik. Amacımız ilk toplu taşıma aracıyla doğrudan Granada’ya doğru yol almak. Aslında Malaga havalimanından Granada’ya giden otobüsler de var ancak saatleri bize ters olduğu için biz doğrudan şehir merkezine inmeyi tercih ettik. Malaga ve Granada arasında işleyen otobüs ve tren seferleri var. Biz çok daha tasarruflu olduğu ve zaman aralıkları trene göre daha sık olduğu için otobüs kullanmayı tercih ettik. Bu yolculuklarımızın en uzunu 3 saat sürdü. O yüzden hiçbiri çok sıkıntılı da geçmedi. Gördüğünüz gibi sadece 11.43 Avro ödeyerek Malaga’dan Granada’ya gidebiliyorsunuz.
Yolculuğun ardından kalacağımız Hotel Granada Center‘a vardık. Erken rezervasyon yaptırdığımız için 2 gece konaklama için gerçekten çok makul bir ücret ödedik bu otelde. Şehir merkezine yürüyerek 10 dakika mesafedeki bu otelden son derece memnun kaldık. Görece sakin bir bölgede olduğu için de rahat rahat uyuduk. O kadar yol gelmiş olmanın verdiği merak ve açlık duygusu ile kendimizi sokağa attığımızda saat nerede ise akşam 6’yı gösteriyordu. Acele ile kendimize bir yer bulup oturduk.
Bu ilk yemeği nerede yediğimizi hiç hatırlamıyoruz ancak epeyce kalabalık ve çoğunluğunu İspanyolların oluşturduğu bol bol dans edip, şarkılar söyleyerek grupların olduğu bir ara sokaktaydı. Biz bir yandan bu eğlenceli grupları izlerken bir yandan da gelen tabaklarla birlikte zeytinlere kadar herşeyi silip süpürdük. Yukarıda sağ üst köşede gördüğünüz tabak Granada’da gelenek olduğu üzere içkilerle birlikte gelen ücretsiz tapasımız.
Kalktığımızda hava kararmaya yüz tutmuştu. Işıklar altında Granada gözümüze çok güzel göründü. Her yer ışıl ışıl, çok güzel sokaklar, tarih kokan binalar ve meydanlar… İlk geceden bayıldık. Buralardan ev alma planları yapmaya başladık.
Granada’nın havası gündüzleri fazlası ile sıcak akşamları ise epeyce serin. O yüzden tedbirli gelmenizde fayda var. Biz 15-22 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 25 derecelik bir sıcaklıkta gezindik gündüzleri bu sokaklarda. Ama akşam serinliği çıktıktan sonra montlarımızla gezdik. Bu gezintinin arkasından otele geri döndük. Planımız, ertesi gün Katedral ve çevresi ile başlayıp Abayzin’e dik yokuş sokaklardan yürüyerek çıktıktan sonra nehir tarafından yeniden aşağı doğru yürüyerek arkasında Elhamra sarayına gitmek.
Epeyce yorucu bir gün olacak o yüzden, geldiğimiz yolun da etkisi ile kendimizi fazla da zorlamadan sıcak yatağımıza kavuşuyoruz.
Ya bu yazının devamı yok mudur acaba ki ? :):) Nisan’da ben de gidiyorum, Granada’dan sonra ne yapacağız ? 😉