Lübnan Gezi Notları 3: Mayrig, Beyrut

O kadar saat uykusuzluğun üzerine şehir turuydu, Cornichedi derken öyle yorulmuşuz ki otele dönüp hem bir duş alıp hem de dinlenmeye karar verdik. Bunda en büyük pay akşam gideceğimiz restoranda dinç olup yediklerimizin tadını çıkarmaktı dersem yalan olmaz. Bindik taksiye geldik Mayrig’e.  Mayrig bir Ermeni restoranı. Mayrig’in anlamı Anne. İçerisi sessiz sakin nerede ise bizden başka hiç kimse yok. Loş bir ışık hakim restorana. İçerisinin dekorasyonu gözümüzü ve ruhumuzu okşayıp, içimizi ısıtıyor.

IMG_0430

IMG_0432

IMG_0433Nasıl dediğim kadar var mı sizce de? Garson geliyor. Bizim Türk oldugumuzu anlayınca başlıyor Türkçe konuşmaya. Ardından arak geliyor yanında kuruyemişle birlikte. Bir de minik lahmacunlar. Üzerine susam serpilmiş.

IMG_0435

IMG_0436Arak ani rakı bardakları bizim eski rakı bardaklarından. Minik boy. Rakıyı ne boy istersinz diyorlar? 1/4 şişe diyoruz.17.5’luk şişe  geliyor. Minik mi minik. Çok hoş. Gelen baharatlı leblebi ve fıstıkların da tadına diyecek yok.

IMG_0434Ardından söylediğimiz meseler geliyor. Bu nefis bir muhammara. İçindek ceviz miktarı o kadar fazla ki yemeye doyamıyoruz.

IMG_0437

IMG_0438Patlıcan salatası bildiğimiz gibi, ardından gelen pastırmalı humus da güzel ama üzerindeki pastırmayı söylememize gerek yokmuş. Sade de gayet güzel yenirmiş.

IMG_0444Nasıl olsa Lübnanda kaldığımız 4 gün boyunca bol bol tabule yiyeceğimizi düşünerek, Mayrig’de Ermeni usulu tabuleyi denemeye karar verdik. Bizim kısırın daha sulusunu, sofraya getirdikleri lahana yapraklarına sararak yenidiğinizi düşünün. Bence çok gerekli bir lezzet değildi ama en azından denemiş olduk.

IMG_0441Bu da zeytin salatası. Tıplı bizim Antakya yöresindeki acı zeytinlerden yapılmış bir salata bu.

IMG_0440

IMG_0446Masada kendimizden geçtik. lavaşla birlikte yavaş yavaş sildik ve süpürdük ve et yemeye yer kalmadı.

Tatlı yesek mi diye nerede ise Türkçe olan menüye bir daha göz gezdirdikten sonra vazgeçtik. Birer çay  söyledik ve bahçeye çıktık. Bahçede restoranın sahibinin kardeşiyle yaptığımız sohbet tadından yenmeyecek cinstendi.

IMG_0447

IMG_0448

IMG_0449Yemekler, servis o kadar düzgün garsonlar o kadar iyiydi ki, iki gece sonrası için yeniden rezervasyon yaptırdık restorana. Bu sefer hedef daha önce yiyemediklerimizi yemekti.

Bakın bu resim de o geceden. Bildiğiniz bizim tepsi mantısı bu. Tabi ki Ankara’da Yıldızdaki tepsi mantıcısının eline su dökemez ama yine de fena bir tat değildi.

IMG_0734Çıkışta yine bir taksiye bindik. Bindiğimiz taksinin şoförü gerçekten iyi İngilizce konuşuyordu. Sohbet muhabbet derken bu defa telefon numarasını da alıp taksiden indik. Aslında geldiğimiz turla gezmeye devam edecekken taksi telefonu çok da lazım değilmiş gibi göründü ilk anda gözümüze ama ilerde anlatacağım şekilde o gece tanıştığımız Andre’yi Lübnandaki son gecemizde  aradık.  Şimdi sizi bu güzel yemek fotoğraflarıyla başbaşa bırakıyorum. Lübnan yazıları bir süre daha devam edecek. O yüzden sizi sıkmamak adına araya başka yazılar da karıştıracağım gibi görünüyor. Şimdilik hoşçakalın.

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s