Nefis ve güneşli bir Cuma gününden merhaba. Yazamadığım aylar boyunca hep huzur dolu bir kaç saati bekledim. Bilgisayarı açıp yeniden döküleyim burada diye. O yüzden aradaki zamanı kapatabilmek için bu defa toparlama yazılar yazmak yerine, şu anda cep telefonumum fotoğraf arşivinden geçmişe dönük şekilde neler yaptığımı hatırlayayım istedim.
Epeydir İstanbul’un tadını çıkaramamaktan şikayet ediyorum aslında. Bu şikayetlerimin tavan yaptığı bir haftasonu Pazar günü Adamla Karaköy’de Güllüoğlunda ıspanak böreğine doyduktan sonra üşenir miyiz üşenmez miyiz diye konuşurken kendimizi Kabataş’ta bulduk. Bir iki arkadaşımızı da arayıp öğle vapuruna binerek Adalar’ın yolunu tuttuk. Ne zaman İstanbul’dan bunalsanız bir akbil basıp binerek gidebileceğiniz bu vapurlar ve vardığınız ada size herşeyi unutturur. Bu Ada yolculuğumuzda Kınalıadayı seçtik ve böylece sonunda dört büyük Prens Adasının tamamını da görmüş olduk.
Adaya giderken vapurun peşinden süzülen martılar zaten insanın ruh halini değiştirmek için birerbir. Balık yerine ekmek, çizi, simitle beslenen İstanbul martıları bu konuda öyle ustalaşmış ki Adam’ın elindeki çizileri kapıp götürdüler. Görüntüler şahane, gülümsemek bedava.
Ada karşılama heyeti bizi iskelede mimozalarla karşıladı. Erken ısınan havaların etkisiyle adadaki ağaçlar çılgıncasına çiçek açmışlar. Çocuklar da açan çiçeklerin demetini 5 TL’ye satıyorlar. Geldiğinizde değil ama bizim gibi dönerken alırsanız evinize ada kokusu götürebilirsiniz. Tabi bu anlattıklarım Mart ayında olduğu için şu anda gitseniz yine mimoza bulur musunuz emin değilim amd başka çok güzel çiçeklerle karşılanacağınızı tahmin ediyorum.
Adaya vardıktan sonra etrafında yürüyüşe çıkalım dedik. nerede ise 2 saate yakın yürüdük. Arada korktuk, acaba yanlış yola mı saptık, daha ne kadar yürüyeceğiz, yokuş mu çıkacağız diye hayıflandık, susadık, arada durduk resimler çektik.
Bu uzun yürüyüşün arkasından oturup yemek yiyelim dedik ancak gördük ki Kınalıada bu konuda diğer adalar kadar zengin değil ya da belki de daha sezon açılmadığı için bizim gittiğimizde ortalıkta in cin top oynuyordu. Yine de full enerji ile döndüğümüz bir ada ziyareti oldu bu. Siz de bu haftasonu canınız hangisini çekerse bir ada ziyareti yapmaya ne dersiniz? Herkese güzel ve mutlu bir haftasonu diliyorum. 🙂