İstanbul’da yaz nasıl geçer? (4) : Emirgan’da kahvaltı, boğazda yürüyüş, adalar…

İstanbul’da yazın yapılacaklar listesini uzatmak hem çok kolay hem de çok zevkli.  

Şehir o kadar büyülü, o kadar zengin ki hem bazı şeyleri defalara yapmak sıkıntı vermediği gibi aslında her defasında ilk kez görüp gezeceğiniz bir şeyler bulmak da çok kolay.

Özellikle de yazın şehrin nispeten boşalması keşifleri daha da keyifli hale getiriyor bence. 

Mesela sabah bir kahvaltı ile güne Emirgan-Sütiş’te başlasanız?  

Börek çörek yedikten sonra boğazda çıkacağınız yürüyüş sayesinde  vicdan azabından kurtulabilmeniz de mümkün üstelik.

Haftasonları sıra bekliyorsunuz ancak sırayı çabuk eriterek bir an evvel sizi yerinize oturtuyorlar.  

Kahvaltısı çok süper değil ama lokasyondan dolayı epey müşteri kazanıyor Sütiş.  menemen yapmayı bilmiyorlar ama kıymalı börekleri leziz. 

Emirgan SütişSütiş sarmadı mı sizi? Daha şık şıkıdık bir yerde olmak mı istiyorsunuz.

O zaman sizi Sakıp Sabancı Müzesindeki Müze de Changa’ya alalım.  

Manzaraya karşı, gerçekten küçük ama birbirinden leziz porsiyonların tadını çıkarın.

Ancak burada Sütiş’e kıyasla daha yüksek bir hesap ödemeye hazır olun.

İtiraf edeyim benim kalbim Changa’da kaldı.  

Biz hafta içi gittiğimiz için kahvaltı edemedik ama kahvaltılık yerine geçebilecek bir kaç farklı tabak söyledik. Dondurmalar, meyve suları, kahveler, börekler, katmerler hepsi muhteşemdi.

Müze de Changa

Müze de ChangaBahar vakti bir haftasonu Sütiş’te kahvaltı ettikten sonra güzel bir yürüyüşe çıkmıştık biz.

Hem yediklerimizi eritmiş hem de  bütün boğazı saran erguvanların arasında gezinebilme şansına sahip olmuştuk.

Hatta hatırlıyorum yürüyüşün ardından Yeniköy’de Gazebo’ya uğrayıp soğuk  bir şeyler içmiştik. 

Boğaz ve erguvanlar

 

Bu sıcakta yürüyüş yapmak ya da ta Emirgan’a kadar uzanmak istemediniz mi?

O zaman size bir önerim daha var. Akşam saat 18.00 gibi işten çıktığınızı varsayarsak acaba saat 19.10’da ve 19.05’te Kabataş’tan kalkan deniz otobüslerine yetişme şansınız olur mu?

Eğer cevabınız evetse adalardan ada beğenin.  Hatta adalardan ada beğenmek için  Büyükada, Heybeliada ve Burgazada yazılarına da göz atabilirsiniz.

Kınalı ve Burgaz adaya giden deniz otobüsü 19.05’te Kabataş’tan kalkıyor. Büyükada ve Heybeli’ye giden ise 19.10’da.

Biz geçen hafta içerisinde bir akşam Adam’la Kabataş’ta buluştuk ve bir arkadaşımızdan duyduğumuz Perili Köşk’e gitmek üzere Büyükada Heybeliada vapuruna yetiştik.

Tam denizin ortasında kardeşimden bir telefon geldi. Anahtarını evde unutmuş. gider gitmez geri dönelim mi diye düşündükten sonra, hızlı bir yemek yiyip kalkmaya karar verdik. Ancak deniz otobüsü ilk Büyükada’ya uğradığı için zaman kaybetmemek açısından Büyülü Köşkü bir başka zamana bırakıp kendimizi deniz kıyısındaki restoranlardan birine attık.

Sonradan öğrendik ki adına bile bakmadan girdiğimiz restoranın ismi By Şükrü imiş.  Sadece Büyükada’da değil, Yeşilköy’de, Kadıköy’de ve Fenerbahçe’de de şubeleri varmış.  

Saat 10.30’a kadar burada sohbet muhabbet, güneşi batırdık. Lakerda ve kalamar masanın en nefisiydi. Diğer mezeler daha iyi olabilirdi. 

By Şükrü - Büyükada

Büyükada35 dakikada geldiğimiz Büyükada’dan vapurla bir buçuk saatte döndük hem de vapurda kaynaştığımız bir başka grupla şarkı söyleyerek 🙂 Eve geldiğimizde nefis bir uyku çekmeye hazırdık. 

İstanbul’un boğaz-deniz alternatifleri bitecek gibi değil.

Eminim siz de  bayramda, yazın geri kalan günlerinde, haftasonlarında keyfinize uygun alternatiflerden birini değerlendirebilirsiniz. Hatta dilerseniz daha önce burada yazdığım nostaljik boğaz turlarından birine de katılabilirsiniz. 

Şimdiden herkesin bayramını kutluyor, sevdiklerinizle keyifli bir kaç gün diliyorum…

şeker bayramı

1 comment

Add Yours

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s